Tarihe baktığımızda, sorunun kaynağına inip neden bir sorun olarak ortaya çıktığını geniş bir şekilde araştırdığımız zaman. Tüm nedenleriyle birlikte dinsel, sosyal, ekonomik, siyasal vb ortaya çıkıyor. Bu konuda çözüm dendiği zaman farklı bakış açılarından farlı yorumlarla karşılaşılıyor.
Kadın sorunu dediğimiz zaman öncelikli olarak kadınların sorunun tarihsel nedenlerini bilme ve bu bilinç çerçevesinde hareket ederek toplumsal yaşamı yaşanır hale getirmek zorundayız. Kapitalist toplumda kadın sorunu sömürü çarkının bir parçası olarak algılandı eşit bireyler olarak çözüme kavuşması olanaksızdır.Bu kapitalizmin kadını meta olarak algılamasındandır. Bu durumu değiştirmek kadın –erkek birlikte mücadeleden geçer. Birlikte mücadele olmadığı sürece sorunun çözümü zordur.
Ama sorun sadece bunları bilmekle kalmıyor elbette, kadının örgütlenme, toplumda yaşayan kadınların ihtiyaçlarından hareketle çözüm gücü olabilme sorunları hala daha güçlü bir örgütlenme hedefi ile kendini ortaya koyuyor. Çünkü kadınların kendi sorunlarına cevap olabilmeleri için hala örgütlenme sorunları var.
Gün geçmiyor ki intihar haberleri duymayalım, gün geçmiyor ki bedenini pazarlayan yada bedenini reklam aracı olarak kullanan kadın haberleriyle karşılaşmayalım. En çok izlenen porogramlar maalesef kadın porogramları, haberler töre cinayetleriyle başlayıp namus cinayetleriyle noktalanmakta. Tüm bunlar sömürü toplumunun birer sonucu. Buda gösteriyor ki Kadın sorunu ve özgürlüğü konusunda bilinç kazanma ve bunu uygulama olayı erkek içinde geçerli. Kadının örgütlenmesinde karşı karşıya kaldığı önemli engellerden biri erkeğinde kadın sorunu konusunda eğitilmesi ve birlikte mücadelenin kedini dayatmasıdır.
Kadın sorunu aslında erkeğin de sorunudur. Ama bunu sadece düşüncede kabul etmek değil pratikte de uygulaması gerekiyor. Kapitalist sömürü düzenine karşı egemen zihniyetin tüm engellerine karşı güçlü bir adım atmak istiyorsak erkeği de bu mücadelede dönüştürmek zorundadır kadınlar.Aksine yaşanabilir demokratik bir toplum mümkün olamayacak ve her geçen gün kadın alehine gelişen toplumsal cinsiyetçiliğin önünü alamayacaktır. Çünkü kadın erkek sorunları sadece cinse dayalı sorunlar değildir. kadının ve toplumun özgürlüğünü kendi özgürlüğü olarak ele almada özellikle uygulamada yeteri kadar çaba içerisinde olmalıdır erkek.
Temel ilke olarak cinsler; erkek veya kadın eşittir. Yaşamın tüm alanlarında eşit olmalıdır. İnsanoğlunun tarihinde bu eşitlik doğal toplumdan sonraki toplumsal süreç olan hiyerarşik sınıflı toplum sürecinde bozulmuştur. Yani neolotik sonrası süreçte cinslerarası eşitsizlikler başgöstermiş ve günümüze kadar bu eşitsizlikler sürekli ve katmerleşerek kadın cinsinin aleyhine dönüşmüştür.
Köleci, feodal, kapitalist süreçlerin tümünde erkek egemenlikli sistem toplumlar yapısına hakim olduğundan kadın tüm bu süreçlerde hep küçümsenen, horlanan, dışlanan, ötekileştirilen ve metalaştırılan bir süreç yaşamıştır ve yaşamaktadır. İnsanoğlunun iktidar mücadelesi tarihinde sürekli kadın cinsi araç olarak kullanılmıştır.
Üretimin ve emeğin bilimsel kavranmasıyla birlikte toplumun diğer alanlarındaki gibi kadın alanında da hak mücadeleleri gelişip yaşanmaya başlamıştır. Bireysel anlamda mücadeleler bir çok süreçte yaşansada ilk bilinçli ve kollektif emekçi kadınlar mücadelesi tarihi anlamda kalıcılaşan bir özelliğe sahihptir. Kadın öncülüğünde Clara Zetkin ve Rosa Lüxsemburgların sürekli anılması ve mücadelelerinden ders çıkarılması gerekilen kadın öncülüklü hareketlerdir. 8 Mart ölümleri pahasına haklarını kazanmayı başaran emekçi kadınların mücadelesi olmuştur.
Ulusal kurtuluş ve sınıfsal kurtuluş mücadelelerinde de kadın tarihin her döneminde mücadele etkili bir rol oynamıştır. Günümüzde de yaşanılır bir dünya yaratmak istiyorsak emekçi kadınlar bu mücadelede daha etkili rol almak durumundadır. Aksine bir durum da hem kadın,hem erkeğin sömürü düzeninden kurtuluşu zordur.
8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ KUTLU OLSUN…
YŞANIR BİR DÜNYA İÇİN EL ELE MÜCADELEYE…
Aliseydi Taşdemir
7 Mart 2008
8 Mart Şiiri
Okudun iddanameyi
Verdin on dört cezayı
Yıktın sırtıma Havva'yı
Taşırım o cezayı asırlar boyu.
Mehir deyip değer biçtin
Erkeğe peş keş çektin
Uğursuzdur diye beni seçtin
Köle ettin asırlar boyu
Ol demeyle hamile bıraktın
Kızgın çölde su arattın
Peygamberlerini ben yarattım
Şeytan ile beni bir tuttun
Cenneti ayaklarıma serdin
Hüri-gılmanı erkeğe verdin
Sende mi erkeksin yoksa
Nedir benimle derdin.
5 Mart 2007
Aliseydi Taşdemir
Kayıt Tarihi : 16.3.2008 13:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Aliseydi Taşdemir](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/03/16/neden-kadin-sorunu-m.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!