Neden Gül Şehrin Masalları ?.

Zeki Çelik 2
640

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Neden Gül Şehrin Masalları ?.

NEDEN GÜL ŞEHRİN MASALLARI ?...

Türkiye'nin gül bahçesi Isparta ilinin ,Şarkikaraağaç ilçesinin dünyada benzeri olmayan sedir çamları ile oksijen üreten, astım, Verem ,kanser, nefes darlığı gibi birçok rahatsızlık için Deva olan,T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının kararı ile Milli Park sıfatını kazanan bu dağın eteğinde harika doğa güzelliği ile, meyve özelliği ile ,Şirin, sevecen insanları ile dikkati çeken. Tuna Şah dönemindeki beyliklerin kararı ile kurulan Bey köy'de Tığ allar sülalesinin Arap Mevlit lakabıyla anılan, başka birçok yerde araç yokken ,köye yolcu otobüsü getirmiş .
Çalışkan oğullarının çocuklarından biri olan oda yapı işleme üzerinde, temelden başlayarak kapı ,pencere dahil çatısını bile yapıp, kiremit döşeyerek, dolapları ve rafları ahşaplar dan yapıp üzerine Kuşlar , ördekler , ay, yıldızlar. Ayrıca Hoş geldiniz, besmele gibi çok önemli uygun, ibretlik kelimeleri işleyerek tahtaları parlatıp süsleyen beğeni kazanan Bey köy ustası ile ünlü olan Mustafa Ali Çelik üç kızı ve beş oğlu evladı olduğu halde eşi Döndü Çelik'ten bir de ZEKİ oğlan evladı dünyaya gelmiştir. Bu oğlan çocuğu yoğun kalabalık hanede yaşarken pek mühimsemeyip, yeterince de fazlalık bilinip benimsenmemiş, yaramazlığı sayesinde de çok da sevilmemiştir, kız gibi fistan giydirilmiştir.

Hal böyleyken bu çocuk kendisini gündemde fazla tutabilmek için bir şeyler yapıp kanıtlamaya çalışsa da bunun adı da Yaramazlık olmuştur. O günün şartlarına göre bazen de dışlanarak cezalandırılmıştır. Bey Köyün çocuklar içinde de bazen akıllı buluşu da dikkatlerden kaçmayınca lakabını da Zeki koyalım demişler. Çocukluğunu yaşarken bir tek dahi oyuncağa sahip olamayan Zeki çocuk bağ ve bahçelerde ki doğa güzellikleri ile, menekşe, Nevruz, sümbül, çiğdem, papatya gibi rengarenk çiçekleri koklayarak moral bulmaya çalışıyormuş, bunların çeşitlerini arıyormuş.

Allah'ın yarattığı her yararlı gıdayı ikram bilerek Fırsat buldukça da açlığını giderip yemeklerin hiç birini seçmeyerek, meyve türlerini de seçmeyerek imkanlar dahilinde düzenli beslenmesiyle yiğit bir delikanlı olunca babası da kardeşleri içinde Kabadayı görünce yeterince sevgi sunamadığı, yıllarca kucağına alıp da sevmediği oğlunun nüfus kağıdını çıkarırken kendinden iki yaş büyük ağabeyin saadet'ten bile onay büyük yazdırmıştır. Çocukların ve delikanlıların, büyük kızların koruyucu kalkanı olan Zeki annesi gibi sevdiği, babaannesinin kızı Keziban halasının kızı Cennet'e aşık olunca. Askere gitmeden önce nişan yapılmış.

Bu nisan biraz uzun sürmüştür. 2 sene 2 ay gibi sözlü kalan sevdiğinden aynı ayrı kalan Zeki Köy yerinde de kendini yeterince geliştiremeyince. Başkent Ankara'da çalışmaya gitmiştir. Ondan önce de çok sevdiği ebesi yani babaannesi Cennet bazı aile içindeki hatalardan , haksızlıklardan dolayı gereksiz hapları topluca yutarak mide kanseri ve aynı zamanda Verem olmuştur.

Başkentte Şifa ararken Zeki'nin Ankara yolculuğu ziyaret sebebiyle başlamıştır. Orada bir tanıdığı sebep olunca tezgahtarlık işine giren Zeki köylü çocuğu ve delikanlısı olarak yetiştiği için yeterince ön planda da çalıştırılmamış. Marketin ardiye işlerinden sorumlu olarak görev almıştır, kısa sürede kendisini dürüstlüğü ve çalışkanlığı ile Sevdirip, tatlı dili güler yüzü ile işveren Bekir Köprülü patronunun gözdesi ve sağ kolu olmuştur. İl dışına gurbete çıkmadan önce Köyünün ve Şarkikaraağaç, Yalvaç ilçesinin çevresin de orman işlerinde çalışıp barakalarda kalan Zekiye pek gurbet yalnızlığı koymamıştır. Ama tabii ki sözlü olunca yeterli aşk hayatını yaşayamadığı hasretle,özlemle yanmıştır.

Bu konuda vaktini boşa çürütmüştür diyemeyiz çünkü , bu süreçte sanata ve edebiyatta kendisini kaptırarak Var benim bir kedim, Çok güzeldir ceketim, Vilayeti mi sorarsan, Isparta'dır Memleketim. Nere varsam ova, Kurdum kendime bir yuva, Günahları çok olan, etsin Allah'a dua. Diyerek tekerlemeler yazmaya başlamış.

Daha sonra da çok sevdiği babaannesi Cennet Çelik rahatsızlığından dolayı ölmüş. Acı haberini alınca Zeki Ebesiyle birlikte yaşadığı anılarını dile getirerek destan olarak yazmış. Nihayet evlilik için düğün hazırlıkları tamamlanınca Cennet eşi ile evlenip Zeki vatani görevi hizmetini tamamlamaya gitmiştir. Bu süreçte de Sanat ve edebiyattan asla kopyan Zeki kahramanlık şiirleri ile , öyküler, hikayeler yazarak boş kalan vaktini de çok iyi değerlendirilmiştir. Zekinin küçükken yaşadığı talihsizliği, şanssızlığı vatan hizmetinde de sürmüş.

Çünkü her asker bir kere acemilik yaparken Zeki de iki kez acemi asker gibi Karavanaları da yıkamayı ihmal etmemiştir. Birincisi normal acemilik, ikincisi Ulaştırma Yani şoför acemiliğidir.Sivas Malatya Bingöl illeri de onun vatanı gören hizmet yerleri olmuştur. Zeki bu görevlerde de Üstün başarıları elde edince mükafat izinleri de ilave edilerek, teskeresini erken almıştır.

Zekiyi Köyde zorlu bir süreç beklemektedir. Babasının küfürbaz konuşmalarını asla kaldıramayan ve huzursuz olan. Zeki kendine şehirden iş aramaya başlamıştır.
Isparta şehrini askerlik dönüşü ilk defa görünce kendi vilayetine çok hayran kalmış, böyle güzel gül şehrine şiirler, masallar yazmadığı için kendini suçlamıştır. Konu başlığında olduğu gibi işte neden GÜL şehri masalları sorusunun cevabına sabırla ulaşacaksınız .

Şarkikaraağaç ilçesinin ve çevresinin harika Doğa güzelliğine yakinen şahit olan Zeki : Gelendost ilçesininde tarihi ile Şanlı olduğunu okuduklarından hissetmiştir, algılamıştır. Isparta şehrine giderken yol güzergahındaki İpek yolu ile bilinen Eğirdir Gölünün Güney cepheye maçlarından uzanan yolda ilerlerken harika doğal güzellikleri ile Göl manzarasını, çok köyün içinden de geçerken dizen ve intizamının hepsi takdire şayandır. Eğirdir ilçesinin eşsiz güzelliği büyük adası ve Can adası, Beldesi ,Pınar pazarının soğuk suyu ağaçlar ve gölgelerinin verdiği ferahlığının hazzı başkaymış.

Ağıl köyünden yukarı çıkarken Anamas dağlarının ,yaylalarının, çamları kokuları ve yerleşim alanları, Ayvalı pınar , Sütçüler güzergahı daha nicelerini görüp anlatmaya değer olduğun, yaşamaya değer olduğunu algılayan Zekinin hedefi Türkiye'nin gül bahçesi şehir merkeziymiş. Eğirdir balıklarının, iste kozların eşsiz lezzetinin olduğunun farkına varanlar vazgeçilmez tiryakisi olmuştur. Ordu Evinin yanındaki yoldan Gül şehre yol alırken Göl Ada manzarası ile kuş bakışı resim çektirmemek bence de talihsizliktir denilmiştir.

Isparta şehrine girmeden görünen Doğa güzelliği takdire şayandır. Tertemiz havanın içine karışan Gül bahçelerinden yansıyan esrarengiz ferahlatıcı kokular Ruhlara haz verdiği gibi ,depresyon ve stresin ilacı olmuştur. Zekinin eşi köy yerinde yaşadığı için yıpratıcı ağır işler yüzünden evli olduğu halde çocuğu olmayan Zeki eşi Cennet ile çaresini Doktorlarda ararken inanç gereği çok önemli türbeleri ile de nam salmış Isparta şehrinde : Murat dede, Muharrem dede, İncirli Dede daha niceleri.. Eğirdir dede Sultan baba ve Muslahattin dedeyi yeri gelmişken dualarla anılmıştır.

Isparta da ilk kuruluşunda yapılmış tarihinin gurur kaynağı ahşap evlerde konuk olarak kalmak veya kira verip yaşamak vazgeçilmezliğin ötesindedir. Çünkü iki kalıp tahtanın birbirine sağlı sollu çakılarak, ortasına da birbirini tutması ve ısı kaynağını artırmak için su, toprak, saman karışımıyla sıvanan duvar hem sağlıklı hemde depreme biraz olsun dayanıklı olup, aşırı şiddete maruz kalınsa bile öldürücü olmazmış.

Isparta gül şehrinde hem Şifa hem de iş arayan Zeki geçici işlerde çalışmaya razı olduğu için zaman zaman hamallık , işçilik, ustalık yaparak geçim kaynağını biraz oluşturmuştur. Bey Köylü yakınlarını misafir ettiği halde gösterdiği ilginin karşılığını alamayıp Zeki'nin kaldığı eve ben inek bile bağlamam hakaretlerine de maruz kalmıştır. Şehrin göbeğinde günün aydınlığını göremeyen toplam her şeyi içinde büyüklüğü 20 metrekareden az olan bir evde yaşam sürüyormuş.

Kimsenin hane yerine koymadığı o küçük ahşap evi çaresizlikten benimseyen ve hayata gülümsemeye çalışan Zeki ve eşi Cennet'in ,Rabbım dan dileği için bir Dilek isminde kızı, tarif gerektirmeyen birde Arif evladı dünyaya gelmiştir. Evlatlarının varlık sevinci ile babalık sorumluluğunun arttığının farkında olan Zeki yaşlı bir teyzenin zor şartlar altında küçük büfe çalıştırdığını fark etmiş, bir bacağına topalmış evden büfeye gelip gittiğini görünce orayı aylığına kiralayarak evindeki değerli halıları satıp sermaye yapmış.

Ama burada da bir talihsizlikler yaşayarak 3 gün içerisinde büfesi sorulmuştur. Kilimler ve hasırlar üzerinde oturup hayata pes dememiş bir arkadaşından ödünç aldığı parayla küçük büfe işletmesini de devam ettirirken, Edebiyattan, sanattan asla korkmamış her gün devam etmiştir. İçinde çoğunluk olarak kuru yemiş ve gazete, kaset olan büfenin adı da Kader büfesi imiş.

Küçük İşletmesinin tabelasını yazdırdığı için sanatın hevesi ile şair Zeki Çelik tabelası dikkatlerin odağı durumuna gelmiş. Hazımsız insanların olduğu gibi ,renkli simalardan arkadaşları da olmuştur. Bunların içinde unutamadığı tabelacı merhum form Osman' dır. Güzel yeteneği ile çok değerli insan olup değerlerini katlayarak tabela yazısında ön plana çıkarken bir talihsizlik sonucu Hakkın rahmetine kavuşmuştur .

Siyasetin ana merkezi olan Isparta. Elbette Süleyman Demirel'in ve kardeşi iş adamı Şevket Demirel'in çok başarılı hizmetlerinden rahatsızlık duyanlar, sağcılık ve solculuk gibi huzur bozanlar ve kötü amaçları ile de siyaset heveslerine kapılmışlardan ülkemizin zarar göreceği bilinen bir gerçekmiş. Güzelim ülkemizin her yerinde talihsizler yaşanmıştır, masum halkımıza da haksızlıklar yapmışlardır. bunların arasında Ticaret ve sanatla uğraşmasının riski de elbette ağırdır.

Örneğin Zeki'nin mahalli gazetelerde ilk olarak şiirleri yayınlanınca ve bir çok gazetenin bayisi olup büfede satışını yapınca, kendine çekmek isteyen bazı gruplar yazdıklarını devamlı bizden yana yaz , sattığın gazetelerde bizi savunan gazeteler olsun tehdidinde bulunmuşlardır. Zeki bunlara cevaben. Anında Ben ne sağcıyım ne solcuyum, Doğru yolun yolcusuyum demiş . Ama sonra Doğru Yol Partisi kurtulunca onu da içten diyemez olmuş. Çünkü Zeki insan : Tam bir sanat adamı örnek bir şahsiyet, şair ve yazar, örnek bir vatan evladı örnek bir ata örnek bir eş hayalindedir.

Sıra neden GÜL şehri masalları sorusunun cevabını yavaş yavaş algılayacaksınız. Isparta gül şehrinin merkezi yakınında Ahşap evde oturan Zeki mübarek aylarda yaşanan ibadet heyecanlarını da katılıp şahit olmuştur, yine bire bir heyecanını yaşamıştır. Çünkü iftar vakti top patladığında çocuklarının onun dumanı izlemek için dışarıya çıkmıştır , teravih vakitlerinde gül şehrinde camilerin, kahvehanelerin , park önleri geniş meydanlar insan seli ile dolunca ana baba gününü, adeta bayram heyecanını yaşamaktadır.

Çocuklar büyüyüp okula başlayınca merasimde resmi bayramlarda .Yürüyüş yaparken gruplar halinde geçen öğrencilerin, öğretmenin yürüyüşlerinden. Heyecan yaşamak gerekirmiş. Valiliğin çevresi her bayramda mutlaka yetkililer ulaşmakta, halkımızda seyirci olarak insan seli oluşturmaktadır. Valilik önündeki meydanda çok festival programları yapılmıştır, bu meydan da genelde Ispartalıların buluşma Merkezi olmuştur.

Atatürk Parkı'na gelince Isparta ilinin sembolü olan bu güzel park şehrimde hala güncelliğini daima korumuş, bazı parkların çevresi gülden duvarıyla dizayn edilip çevrilmiştir. İçerisi ağaçlarla da kaplı olunca, çayır çimenlerde kaplanmıştır. Çayır çimen geze geze türküsü Isparta türküsü bunun kanıtı olsa gerek nice Aşıklar parkta unutulmaz anılar yaşanmıştır.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 6 Mart 1930'da Eğirdir ilçesinden trenle Isparta şehrine gelerek Jandarma Komutanlığının balkonundan halka hitabesi ile Valilik binasının doğusundaki yol kenarındaki farkı büyük kalabalıkla dolduran Isparta halkı Atatürk'ün gelişi ile çok mutlu olmuşlar bunun heyecanı bizzat yaşamışlar. Atamızın her konuşmasını coşkuyla alkışlamışlardır.

Bundan böyle o parkın ismi de isabet olarak Atatürk Parti kalmıştır. Gül yaprağı atamızın üzerine savrulmuş mis kokusunun dan da Atatürk haz duyup büyülenmiş. Atatürk Parkında eğlenceler Bir Başkadır akşam vakti olduğu zaman her ağacın birini bir aile kapar. Çimen üzerine sergisini sererek kahvaltısını yapar, çayını tüp de demler, kahvesini orada içerlenmiş. orada da hane komşuluğu gibi bir birbirine ikramlar devam edermiş.

Şair Zeki'nin sanat hayatı yine devam ediyormuş. Gül şehrine yakışan Türkiye'nin 5. büyük derneğini kurmak isterken yine talihsizlik yaşamış . Emniyete vereceği kurucu üye listesini ZEKİ oğlu Arif'i makam odasına koymuş onun yokluğumu fark eden hazımsız biri çocuğun gaf zamanını yakalayıp usulca almış gitmiş. Bereket versin Zeki makamına üye listesinin , evrakların aslını eve koymuş , fotokopiler alınmış. Zeki derneği kurdum diye basın açıklaması yapınca hazımsızlar evini arayıp eşine tehditte bulunmuşlar.

Şair Zeki taksiyle satın aldığı dernek bürosundan kira ücreti almayınca bu sefer başka türlü açığını bulmaya çalışmışlar ama başaramamışlar, Çünkü yaptığı her işlem belgeli ,şeffaf olunca güvenini daha da artırmış.
Göller Bölgesi Yazarlar ve Şairler Derneği yerinde yani burada kitap okuma ve kiralama sistemini resmi olarak Türkiye'de ilk başlatan olan Zeki dernek kurma amacını da şöyle ifade etmiş. Kalem tutan ellerin , Doğru konuşan dillerin, Seven gönüllerin bir araya gelmesine vesile olmakmış. Gayesi de . Kapalı kapılar arkasındaki değerli şahsiyetleri ön plana çıkarmayı kendince prensip edinmiş, kurduğu Zeki Çelik Yayınları ile kendince 5 kitabını okuyucuyla buluşturmuştur.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucusunun başkanı Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın bile misafiri olup iki kere sarayda ağırlandığı halde kendisinin yaşadığı ili Gül şehrinde yeterince beklediği ilgiyi, sevgiyi göremeyen Şair Zeki bunun nedeni ise bazılarının çekememezliği . Tabii ki bir çok imkansızlıkların yüzünden yeterince okuyamayınca, ilkokul diploması dışında başka bir diplomaya sahip olamamış, ama hayat mektebini iyiyle ,başarı ile bitirmiş diploma verecek yetkili birini asla bulamamıştır. Çocuklarını elinden geldiğince isteğine göre okutmaya çalışmış başarılı olmalarını sağlamış kimseye muhtaç etmemiş.

Çeşitli ticaretler yaparken eline kamerasına alan Zeki Isparta şehrini de çok sevdiği için tüm güzelliklerini zaman zaman çekimler yaparak bunu arşivlerinde
Zekice Kültür ve Sanat evinde muhafaza etmiştir. Isparta uluslararası halı, gül turizm festivallerinin hemen hemen her görüntüsünü çekmeye çalışırken önemli tanınmış sunucular, sanatçılar ile beraber olmuş, Isparta Sevdası ile yanıp tutuşan Zeki'den sanki yetkililerin haberi yokmuş gibi yöre şairine, aşığına kulak tıklamaları, Isparta programlarına hiç birine davet etmeyişleri. Elbette ona değer verilmeyişi çok üzüyormuş. Isparta Gülünün güzelliklerinin, işlevi özelliklerini, etkileyici manzaralarını şiirlerle süsleyen
Şair Zeki edebiyatın her dalında yüzden fazla Eserler yazmış, kendi imkanlarına göre birazını yayımlamıştır.

Her konuda Masallarda yazmış ama bunu okuyucuları ile buluşturmak için yeterince tanıtım gerekiyormuş. Zeki'nin çevresi çok kalabalık olduğu halde halinden, duygularından yeterince anlamayan olmayınca kendini yapayalnız hissediyormuş . Çünkü yaşanılan bir şehri özellikleriyle, güzellikleri ile kültürü ile en iyi anlatan o yörenin şairleri, yazarları, aşıklarıdır. Bazı kurumlarda torpille makama geçenler, sanata ilgisi hiç olmayanlar aşıkları, şair, yazarların halinden anlayamazmış.

Böyle bir kuruma bağlı bir müdürün ve yetkilinin özel ve güzel günde o şehrin şair, yazarını ,ozanını, ressamı, ,sanatçıları evinde ziyaret etmesi kişiyi duygulandırıp. şahsına verilen değeri ortaya koyarmış. Ziyaret bir yana bir alo dememeleri, özel günlerde davetiye veya tebrik göndermemeleri duyarlı aşıkları üzüyormuş.

Edirne yeterince bütçesi olup Sözde sanat için kitap bastırıyoruz kültüre katkı sağlıyoruz diye siyasi reklam yapanlarda bu sanatkarların gerçek hizmet karlılığını unutup ön plana çıkaramadıkları için de hiçbiri hedefe başarıya ulaşamamıştır. Şair ve Zeki her şeye rağmen hayata pes dememiş ticari işletmelerini dolandırıcılar dolandırdıkları halde sıfıra düşse de iflas bayrağını çekmeyerek, tekrar el sanatları ürünlerine el atarak plastik malzemelerden örtü pazar çantası imal ederek ekmek parasını çıkarıp hanenin gerekli ihtiyacını alın teri ile sağlayıp kimseye muhtaç olmadan kendi yazdığı her konuda eserleri kitaplaştırarak okuyucuları ile buluşturmak için gayretini sürdürmüştür.

Yaklaşık yarım asırlık şair ve yazar olan Zeki Çelik birçok söz verdiği görevi, hizmetleri de başarıyla yerine getirmiştir. Amansız hastalık olarak bilinen kansere yakalanınca ameliyat olup kemoterapi alarak, bazı organları da kesilince onu yoktan var eden Allah'a yalvararak. Rabbım benim daha yapacak çok işim var henüz Isparta şehrinin kanayan yarası olan gül şehrinin masallarını bile yazamadım. Bana biraz ömür fırsat ver diyerek niyazda bulunmuş. Dünyada benzeri olmayan Proje taslağı kendine ait olan başlangıcından bitimine
kadarda hizmetini sürdürüp maddi ve manevi desteği vererek tamamen yuvarlak, ortasından minareli Yıldız tepe camiyi Şarkikaraağaç Kerkük mahallesine yapıp, kazandırıp vesile olan Zeki Çelik bunun içinde da çok şükretmiş. Bey Köyde Eyuplar mahallesinde de yani Kumandan baba Tuna Şah türbesini yaptırdığı için de şükretmiş, Bey Köy camisine kapı pencere yaptırdığı için, musalla taşı, Çeşme vesaire gibi yaptığı hayırlar için Mevlasına çok şükretmiş, binlerce adet kitaplar ve dernek bültenleri bastırıp okuyuculara okusunlar diye bedava dağıttığı için çok şükretmiş.

Atanın rızasını alabildiğinin farkında lığını hissettiği için şükretmiş, dilediği bir oğlan bir kızı üç de torunları olunca onlara da şükretmiş, Sadık eşi, damadı gelinine ve dünürlerini oluşuna şükretmiş dünyada benzeri asla olmayan yarım asırlık arşivlerini muhafaza etmek için evinin oluşuna, aracının oluşuna Zekice Kültür ve Sanat Evinin kuruluşuna şükrederek bu evini Kader arkadaşları kanser hastalarının hizmetine açarak onların Isparta Hastanesinde tedavi olmalarına fırsat verdiği için bu sanat evinde para değil dua geçer diyerek herkesin duasını aldığına şükretmiş, Yarabbim Senin iznin ile yazdığım edebiyatın her dalında yüz elli civarındaki eserimin içerisinden sadece onlarca adet yayımlayabildim . Benim onları kitap okuyucularına Ulaştırmam için sağlık sıhhatini ver senin Ganin bol Yarabbim sana çok minnettarım şükürler olsun demiş.

Pekala Gül şehri masallarının önemi nedir? Şair ve yazar Zeki bunun üstüne neden çok odaklanmıştır. sözde yarışma açarız diye bazı yetkililer ülke çapında Bir de para bedeli biçip, bundan bunların yakınlarının istifade edebilmeleri için yetkilerini kullanarak gerçek dereceyi hak eden eserler değil de. Onları görmezden gelerek tanıdıklarına imkan sağlayıp onlara Ödüller verilince, bende dahil bundan da birçok Şair yazar rahatsızlık duyduğunu ifade etmiştir. Çünkü mecburen derece alan eserler paylaşılmak zorundadır . Bunları da katılımcılar okuyup kendi eseriyle kıyaslayıp aradaki farkı görünce ..Elbette gücenmişlerdir, derece alan o eserleri de beğenmemişlerdir. Maalesef aynı durum Şair ve Yazar Zeki'nin başına çok gelmiştir, ya eseriniz geç ulaştı yada kıl payı ödülü kaybettiniz denilmiştir.

Maddi değer ortada konulmayan manevi değeri bizzat ortaya konulan şiir yarışmalarında da Zeki Çelik birincilik, ikincilik, üçüncülük, mansiyonlar, jüri özel ödülleri, onur, belgeleri Teşekkür,katılım taktir name belgeleri, plaketler birçok farklı hediyelerle kutlanıp, ödüllendirilmiştir. Zeki Çelik'in Zekice Kültür Sanat Evi kurması halka ve öğrencilere ziyaretinin açık olması isabet olmuştur. Çünkü burada Yarım asırlık sanat hayatında aldığı ödüller, hediye ve yazarlarının imzalı kitapları Yurt içi ve uluslararası katılmış olduğu bir çok antolojiler, gazete köşe yazarının ve yayımladığı her tür kitapları, şiirlerinin bulunduğu dergiler ,bültenler . varmış. köşe yazarı olduğu için arşivlerde her çeşit gazetelerden de varmış, raflarında da dizili imiş.

Şair ve yazar Zeki Çelik kendi çabalarıyla oluşturduğu sanat evini görmeye gelen , çekim yapan yayıncılar haber kanalları topluma örnek davranışın göstererek zaman zaman yayımlara çıkması ona moral kaynağı olmuş. Bu süreçte de bazı yetkililerle onun farkında olmasa da benim sanat evimi ziyaret yetmese de ben onlara eserlerimi ulaştıracağım demiş. Vatan, millet bayrak aşkı Isparta Aşkı pembe gülleri, mor çiçekli lavantaları, dokuma halıları ile Turizm yöremize olan sevdayı duygularına yansıtarak her konuda şiirler yazan Zeki Çelik Isparta şiirleri kitabını da kendi imkanları ile okuyucuyla buluşturmuş.

Yayımlamadan görüştüğü birçok etkili olduğu halde. Bu bizim görevimizdir, neden kendi paranla bastırdın dememişler, sorumluluğunu bile yeterince işlenmemiş. Şehrimize aşık olduğu halde konuyla ilgili programlara da davet etmeyip hiçe sayılması gerçekten üzmüştür. Isparta şiirleri ile ilgili, ve her konuda onlarca kitaplık eseri olduğu halde bunun içinde Gül şiirleri ve pembe Gül güzellikleri ile dopdolu olduğu halde bazı yetkililer Gözünün önündeki değerleri fark edemeyip dışarıdan Şair getirip Gül şiirleri programı yapmaları, yörenin şair ve yazarlarına Haber etmeyişleri bir çok şairi derinden üzdüğü gibi bu durum Zeki Çelik'ide çok üzmüştür. Çünkü 45 yılı aşkın Gül şehrinde Isparta aşkıyla çırpınırken benim Zekice Kültür ve Sanat evime 500 metre uzaklıktaki gök kubbe Fuarında bir kere dahi şiir okutulması,için fırsat verilmeyişine üzülmüş.

Nihayetinde bu ilde Şair Zeki'nin temsilciliği yaptığı İlim Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği ( İLESAM) kuruluşunun programa gelenler Zeki gibi üyeleri imiş. Onları Türkiye şairleri diye afiş yaptırıp tanıtmaları temsilcisinin gururu imiş ama burada yöre şairlerinin ve şahsının olmayışı, yapılacak programdan önce ona haberin ulaşması gerekirken ama maalesef bunu görevli kişiler ihmal etmiştir. Isparta güllerini en iyi şiirleri ile anlatabilecek yöremizin şair yazarları imiş.

Şair Zeki ben bu programda yer almayışım nasıl bir adaletsizliktir. Üstelik yöre şairlerine program davetiyesi bile gönderilmemiştir deyince, Gıybet olmaması için isyanını ,sitemini gerekli mercilere iletmiştir. Burada da siyaset ve ilgisi olmayan sanat adamlığını ortaya koyan şair Zeki yalnızlığının yine farkındaymış. Ülke genelinde maddi değerle yapılan yarışmalarda haksızlık yaşanınca Şair Zeki de bundan böyle katılmama kararı almıştır,duysa da katılmamıştır.

Gül konusuna gelince Gül ile yazdığı şiirleri üretici yetkililerine ricada bulunmuş, sizden ben para pul bile istemiyorum. Yeter ki sizin ürünlerinizi tanıtan bir çok broşürlerde gülleri öven bir dörtlük şiirim bulunsun işte buyurun bu da benim Isparta şiirleri kitabım dediği halde maalesef hiçbir duyarlı , sevecen davranılmamış. Herkes ticaretin peşinde, onlar için sanat ve edebiyat hiçe sayılarak farkında olmadan rencide ediyorlarmış.

Aslında bunun yanlış olduğunu büyüklerimizde dahil, sevimli çocuklar, gençler bilirken, Bunca güzelliklerden ekmek yeyip su içerken sanat yönüne sahip çıkmayıp, görmezden gelmeleri, görüp de hafife almaları, Bence de büyük talihsizlik değilde nedir denmiştir. Şair Zeki yine de pes etmemiş binlerce adet yazılan her konuda şiirinini değerlendirip okuyucusu ile buluşturarak hece tekniği ile büyük bir Guinness rekoruna hazırlanmıştır. Buna da örnek olarak Aşkın deryası eserlerinden yazılı, oluşan her kitapta basılan 1000 adet şiirin tamamı 11 heceli tamamı kafiyeli ve tamamı 5 kıt adan , yirmi mısradan oluşturmaktadır. Araştırmalarına göre de yayınlanmış böyle bir kitaba esere rastlanmamıştır.

Şair imkanlarına göre onlarca kitap yayınlanmıştır .daha basılacak yüzden fazla eseri vardır, acaba bu yöre de tahsiline göre kültüre,sanata böyle bunca emek çeken başka bir Zeki Çelik de var mıdır? Belki de ömrünün son demlerini yaşamakta olan 4 ameliyat geçiren birçok rahatsızlıkları da devam eden bu Zeki şairin, yazarın ömrü, zamanı sınırlı olduğunun yetkili farkında mıdır acaba?. Bu konularda söz edilirken bu yetkililere haklarını helal etmeyeceğini her fırsatta dile getirmiştir. Isparta aşığı Zeki Çelik yöreye ait hikaye, öykü, romanlarda yazmış. Mahalli haber gazetesinde her gün köşe yazıları yazmış Isparta güzellikler de ortaya koyarken bazı hata yapanlara da Zeytin dalı göndermiş ama maalesef bunu da algılayan fazla olmamışlardır. Kültürle ilgili övgü şiirini çok şükür bir kere okuyup fark edip tebrik etmiştir.

Zeki de o yetkili kişilere aynen şöyle demiştir. Ben sizi 25 gündür köşe yazımda eleştiriyorum, bir tek bu mu dikkatini çekiyor deyince. Yetkili- neden Bizi eleştiriyorsun merak ettim deyince. Şair Zeki gıybet olmasın diye içinden geçeni ve sitemini ortaya koymuştur. Siz 12 yıldır o makamdasınız yöresel şair ve yazarlarımıza , aşık ozan arkadaşlarımıza bir kere mikrofon uzattınız mı? Ne iş yapıyorsunuz, göreviniz bu değil mi deyince. Yetkili gönül alma erbabında aynen- Zeki bey biz sana başarılarından dolayı basın önünde plaket vermeyi düşünüyoruz dese de Zeki Çelik . Benim plakete ihtiyacım yok ben Isparta şair ve yazarların sorumlu Başkanı olduğum için bunu konuda dostlarım bana üzüntüsünü yansıtıyorlar- Senin sözün geçer söyle de bir topluca program yapalım diyorlar .

Ben de ne diyeceğimi şaşırdım demiş, aradan yıllar geçse de Zekiye o yetkili kurumdan söz verdiği halde plaket gelmemiştir. Zaten Zeki'nin de onların hediye, plaketine ihtiyacı yoktur. Zekice Kültür ve Sanat Evi binlerce arşivlerle doludur. Yüzden fazla plaketler, Onur belgeleri, katılım belgeleri , Taktir name tahmini 200 adeti aşkındır. Teşekkür belgeleri çok sayıdadır.

Şair Zeki Uluslararası programlarda ve Türkiye'nin birçok yerinde yapılan programlara davet edilip gittiği zaman Türkiye'nin gül bahçesi Gül şehri Isparta ilini anlatırken şiirlerde türkülerde aynen şöyle diyormuş.
Burada güllerin hası,
Meşhur meyvesi halısı ,
Şirin ili Isparta'sı
Dünyanın kalbi Türkiye'm

Ispartalı bakanlık halk ozanı Ozan Yeşilyurtlu'nun bestelediği GÜL kokuyor türküsünü Göller Bölgesi yazarlar ve şairler Derneği Başkanı aynı zamanda Zeki'nin ilkokul öğretmeni olan Melahat Özçoban ile beraber okuyorlarmış .şiir Aynen söylemiş.
Dikenler içinden sürmüş,
pembe renk yeşili sevmiş,
Bu yörelerine güzelmiş,
Yaptığımız Gül kokuyor.
Neler üretir saçaklar,
Yaşı koruyu kucaklar,
Esansı sevdi ocaklar,
Toprağımız Gül kokuyor.
Bahçe duvarı örülmüş,
Balkon üstüne bürünmüş,
Saksıda bile görülmüş,
Sokağımız gül kokuyor.
Halıları desen desen,
Sevgilidir içinde esen,
Hayran olursun gelirsen,
Isparta'mız Gül kokuyor.
Tazedir sebze pazarı,
Değdirme sakın nazarı,
Ünlüdür şair, yazarı,
Isparta'mız gül kokuyor,
Türkiye'miz gül kokuyor.
Eser- Zeki Çelik
Bunu işiten Gönül Dostları alkışlayarak büyük hayranlık duymuşlardır. Isparta şehrini görmek istemişlerdir. Şair Zeki zaman zaman bu programları kendi çapında yapmaya çalışmıştır. GBYŞD kuruluşu için kutlama programları düzenleyerek teşrif eden tüm katılımcılara elinden geldiği hürmetini ikramlarda sunarak göstermiştir. Zekice Kültür ve Sanat evinde birçok programları yaparak şairleri yazarları davet edip şehitlerimizi ve bu sanata Gönül verip de aramızdan ayrılanları saygı ile anmıştır.

Zeki'nin ev komşusu olan tanınan bir sanatçı Isparta şiirlerinden alıp içinden de beste yapıp programlarında okuduğu türküyle büyük alkış almış. Maalesef bu alkışı alan şarkının sözleri Zeki Çelik'e aittir onu alkışlayın diyememiştir. Eserlerime ulaşıp programlarda halka okuyan sunucularda isminden bahsetmemişler. Şair Zeki'nin yaşadığı daha çok talihsizlikler de varmış ama bunları sizi sıkmamak için başka bir kitapta anlatmayı düşünüyormuş, bunun adı da Yaşadığım talihsizlik serüvenleri hikayeleri olacakmış.

Sizin Gül şehri masallarının nedeni konusunda sabrınızı tüketmek için sadece birinden bahsetmeyi düşünüyorum . Özel makamda yetkili biri , sunuculukta yaptığı için Zeki Çelik'ten Davraz Kar Festivali için bir şiir istemiş. O da gerekli şiiri hazırlayıp yazıp, Festival alanında yerini almış. Sunucu her fırsatta ayrılma sıra sana gelecek diye şairi uyarmış. Ama kendini iyice programa kaptıran yetkili şairi yine unutuyormuş . Sabırla bekleyen Zeki Lapa Lapa Kar sayesinde çevrede izleyicinin kalmadığını fark edince, ilk defa değer verip çağrıldığının farkında olsa da yapılan rencide onu daha da bastırmış sitemini şu sözleriyle dile getirmiştir. Çok Üzüldüğü için şiir yazmıştır ama bir dörtlüğü sunmuş. Mikrofonu kaparsınız,
Diktatörlük yaparsınız,
İnsanlıktan koparsınız,
Makam mekan sizin olsun.
Diyerek protesto ederek, hakkını yiyenlere önüne her fırsatta engel olanlara ,önüne Kale gibi durup ileri geçirmeyenlere de yaşadığı süreçte hakkını, hukukunu helal etmeyen Zeki Çelik işte bundan dolayı her ne kadar bir insan makam ve mertebe sahibi olsa da, kültürden ,sanattan yöne eğitimden yoksun olduğu için gözünün önündeki tüm değerlerini farkına asla varamıyor muş. Hakkını yiyenlerin bazıları ölmüş ve bazıları da görevden uzaklaştırılmış, Siyasetle havaya bürünenlerin de mağruru hiçe sayanlarda solmuştur.

Şair ve yazar Zeki Çelik Bundan böyle büyükler benim halimden yeterince anlamadığı için dünyanın değerli , sevimli çocukları ile muhatap olmaya karar vermiş . Her zaman onlarla masalları ile beraber olacağını hissedip, onlarında hayalindeki renkli dünyalarını bir bir düşünüp, masal kitaplar sayesinde buluşacağını düşünerek her konuda masallar yazıp mutlu edip mışıl mışıl rahat uyuttuğu gibi sevgilerini de kazanıyormuş.

Türkiye'nin gül bahçesinin pembe güllerinin mis amber Peygamber kokusunun , mor çiçekli lavanta kokusunu, Isparta ilinin halıları,özellik ve güzelliklerini Tüm dünya çocuklarına anlatacağım diyerek şair Zeki Çelik bu kararı almıştır. Çünkü dünyada bu tür renkli güzel masallara çok ihtiyaç duyulmuştur. Bazı ülkeler yörelerine göre masallar yazarken, bazı şehirlerde ki yazarlarda illerine göre kendince sembolik eserleri ortaya koymaya fırsat biliyorlarmış.

Aslında Zeki Çelik ilk masallarını kendi çocuklarının küçüklüğünde yazmış, bunu da sebep eşi Cennet hanım olmuş. Neden ne diye sorarsanız ? Çünkü Zeki o tarihlerde çok gariban yani fakir hayatı yaşıyormuş. Çocuklarına ekmek parasını bile zor bulabiliyormuş. O tarihlerde akşama kadar hamallık, işçilik yaparken de hanesine helal alın teri ile rızkı getirmenin heyecanını da yaşıyormuş. Tabii ki çocukların mışıl mışıl uyu ya bilmeseler içinde masala da ihtiyacı varmış.

Eşi Cennet- Kocacığım şu çocuklara bir masal oku da dır dırı, vır vırı kesilsin rahat rahat uyusunlar demiş. Zeki de- Hanım masal kitabımız yok ki !. işte bu kitabı almaya paramızda yok demiş. Eşi Cennet - Canım sen şairsin şiir yazdığın gibi masalları da yazarsın deyince. Zeki'nin O andan itibaren jeton düşmüş, içinden Doğru yani edebiyatının en zor bölümü şiir yazmak. Yani tüm yazıları özel kafiye kıt aya, heceye sokup kafiye uyaklı sonunda başarabildim diye. Emin adımlarla ilerleyen Zeki beynindeki ilk tasarım masalını çocukları anlatınca onlar da mışıl mışıl uyumuşlar. Ertesi gün yine aynı tür masalı çocuklara anlatmaya kalkınca da çocukların tepkisi anında olmuş . - Baba biz bu masalı ezberledik, bize başka masal anlat Deyince bu sefer yazar Zeki Çelik evine özel gece lambası yapmış, Çocukları gece mışıl mışıl uyurken onların hayalindeki dünyasına dalıp, odaklanarak yaklaşık 50 adet civarında her konuda farklı masallar yazmış . Bu da bir kitaplık eser olmuş.

Ülkemiz de kitap okuma oranının çok düşük olması çocuklara masalları okuyanların çok yetersiz olması çocuklarımıza okuma ve dinleme zevkini sevdirerek aşıla mamaları yüzünden bazı çocuklar büyüyünce kitaba yabancı olmaya çalışıyorlarmış. Oysa kültür ve bilgi hazinesi beynimizin hücrelerinde yer alması için mecburi gereken kitaplarımız dır. Şair ve yazarların ve ressamların ,sanatkarların. Yani kısacası tüm bilim, ilim adamların, akılı insanların kitaplarını okudukça bizlerin ufkumuzun aydınlatılması gerekiyormuş. Daha önce yayınladığı Zekice den masaları okuyucuları almış.

Türkiye'nin gül bahçesi bire bir madde madde özellikleriyle ve güzellikleri ile anlatabilmek her yazarın harcı değilmiş. Çünkü bu yörede uzun süre yaşayıp mevsimlerin iklimini, havasını, suyunu, turistik turizm yönlerini de net atması gerekiyormuş. Masalda çocuklarımıza Peygamber Efendimizin sembolü olan pembe gülün miski amber kokusunu sevdirirken, ayrıca üretim konusunda bilgiler vermek de gerekiyormuş.

işte neden Gül şehri masallarının sorusunun yavaş yavaş cevap bulduğumuzun sizlerde farkındasınızdır inşallah. Gül Allah Resulünün sembolüdür, gül bülbülün aşkıdır, gül sevgilerin sevgi basamağıdır. Gül ürünlerinden yapılan mamuller ikramların en güzelidir.
Gülsüz gönül alınmaz, Gülsüz gelin salınmaz. Gül tüm giysilerin dekorudur. Yeni sevgililerin, aşık olanların iltifatlarını sundukça yüceltiyormuş. Her gülde ve çiçekte anlam dolu renkleri varmış, bilen biliyormuş.

Şehri gül masallarında sadece sadece gülü, suyu değil doğa içerisinde yaşayan bir çok sevimli hayvanlarda bulunuyormuş. Gül masallarını okuyucularda içtenlikle dinleyicilerde mutlu oluyormuş. Gül Şifa kaynağıymış. Gülün bulunduğu yörede onu üretenler Kozmetik Sanayiye katkı sağlıyormuş. Gül şarkılar ve türküler de süs eşyalarının, ziynet eşyalarının, perdelerin, halıların, mobilyaların kullanımda ihtiyaçların vazgeçilmezi imiş.

Şair ve yazar Zeki Çelik hal böyle iken çocuklar için masal yazmayacağım da kimler için yazacağım, hem çocuklar büyüdüğü zaman benim diğer eserlerimi de okurlar, taktir ederler diye kendini bu masalları odaklayıp her konuda gül masalı yazdıktan sonra Isparta'da sadece gül ile masal yazma yetersiz kaldığından ikinci sembolü olan lavanta mor çiçeğinin güzelliğini ve özelliğini de dile getirmek onu da anlatmak gerekiyormuş .Bunun için Kuyucak Köyü Lavanta bahçelerine hiç gitmediği halde ,çiçeği dalını yerinde yeterince görmediği halde tamamen hayal gücünü kullanarak lavanta bahçelerinin bir kaç resmi ile yetinerek nihayetinde Kuyucak lavanta Köyünü öven gerçekten takdire şayan bir eser ortaya çıkarmış. Bunun yorumunu sizlere okuyucularına bırakmış.

Isparta güzelliği sadece bunlardan ibaret değilmiş , Bunun tabi ki anlatılmaya değer ilinin ilçeleri de varmış ,yöreleri de varmış, köyleri de varmış. Her yerin konularında kendine göre güzellikleri varmış bunun için Zeki Çelik İstanbul'da düzenlenen iller arası Isparta şiirleri yarışmasına katıldığında Türkiye'nin birincisi olan şiiriyle aldığı ödülle mutlu olduğu gibi bu şehri gül Masalı içinde sizlerle paylaşarak nihayetinde güzel şiiri yazmış, yöreleri de sizlere tanıtmış. Neden Gül şehri masalları sorusu yanıt bulduktan sonra , sırasıyla sizleri birbirinden güzel masalları okumaya davet etmiştir,
Şair ve yazar Zeki Çelik bu vesileyle sizlere sonsuz sevgilerini iletmiştir. Kalın sağlıcakla sevimli çocuklar.
13-1-2021

****** ISPARTA GÜZEL *****

Gülün yaprağın da aşk dolu hisler,
Gülün şampuanı saçları besler,
Gülün dalları da doğayı süsler,
Isparta güzellik süpermarketi.

Gülün sabunuyla elini yıka,
Gülün parfümünü algılar yaka,
Güllü giysilerle canlı fiyaka,
Isparta güzellik süpermarketi.

Gülün reçelini tatmanız mümkün,
Gülün esansı da gururu Türkün,
Gül suyu şifalı kullanın ilkin,
Isparta güzellik süpermarketi.

Gülün lokumu da ikrama uygun,
Gülle zikre dersen tespihte yaygın,
Gülün iksiriyle artıyor saygın,
Isparta güzellik süpermarketi.

Güle özentiyle çoktur şekiller,
Gülü anlatmaya ermez akıllar,
Gül ile kaplanır Zeki takılar,
Isparta güzellik süpermarketi.

***** İLÇELER GÜZEL *****

Kızıl dağ ormanı oksijen saçar,
Eğirdir plajı sahili açar,
Sütçüler, Yalvaçtan bir tarih geçer,
İlçeler güzellik süpermarketi.

Elmanın iyisi Gelendost tadır,
Ş.karaağaç helvası tasta dır,
Davraz da kayağa herkes hastadır,
İlçeler güzellik süpermarketi.

Atabey cevizi lezzetli diri,
Uluborlu malum kirazı iri,
Yenişarbademli yaylanın yeri,
İlçeler güzellik süpermarketi.

Keçiborlu kükürt maden yatağı,
Senirkent'in zengin dağı, eteği,
Aksu'nun da meşhur ballı peteği,
İlçeler güzellik süpermarketi.

Gönen de öğrenci öğretmen olur,
Güney kentte varan mis koku bulur,
Zeki değerini her zaman bilir,
Isparta güzellik süpermarketi.

***** GÜLÜ *****

Dikenler içinden rengarenk açar,
Zamanı gelmeden sakın ha derme,
Tomurcuk haliyle mis koku saçar,
Gülün yaprağını boşa giderme.

Çikolata, lokum ikram tutulur,
Reçeli şifadır lokma yutulur,
Gül suyu, gül yağı çok anlatılır,
Gülün yaprağını boşa giderme.

Kalbinde, gönlünde farklıdır yeri,
Kurusu, dirisi sevgi şiiri,
İçinde gizlidir aşkın iksiri,
Gülün yaprağını boşa giderme.

Şölen, festivalde yerlere saçma,
Pislik üzerine yolup da açma,
Dibini çapala budak yap biçme,
Gülün yaprağını boşa giderme.

Resulün simgesi saygı duyunuz,
Bir çok gıdalara onu koyunuz,
Zeki'nin sofraya siz buyurunuz,
Gülün yaprağını boşa giderme.

Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.
GBYŞD, ZEKİCE KÜLTÜR ve SANAT EVİ kurucusu.

Zeki Çelik 2
Kayıt Tarihi : 13.1.2021 18:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!