Neden bu kadar griydi gökyüzü.
Sanki dokunsan ağlayacaktı.
Bir kasvetli rüzgar kesmiş fırtınayı beklemekteydi.
İçimin sıkıntısı havadan mı kaynaklımıydı, yoksa doğuştan mı kaynaklıydı
Bilemiyordum.
Bilemediklerimin sayısı
Bu yaşlarda hızla çoğalıyordu
Tersine bir akış vardı beynimde
Geçmiş parça parça olmuş
Bas bar beni çağırıyordu.
Gidenlerimi çok fena özlüyordum.
Bir ot
Bir çimende
Can öğüten toprakta
Bir umut bir cevap arıyordum.
Aramakla geçiyordu ömür
Buldukların yetmiyordu çok zaman
Çok zaman acıtıyordu kırılmalar
Anlatabildiklerin
Sadece
Küçücük
Bir arpa kadardı
O arpadan yapılan öğün
Kimseye yetmezdi
Paylaşımı öğreniyorduk mecburen
Kıt kaynaklarımız
Sonsuz isteklerimiz vardı
Bir düşün öyküsü
Düşündürüyordu
Sevdiklerin birden el oluyordu
Yada mekan değiştirip gidiyordu
Ağlamaklı olurken için
Gülmek zorundaydı yüzün
Gerisi ağlamaklı sırılsıklam bir hüzün
Onu da sonra yağmurlar getirecekti
Sıkıntılı bir dönüşümdü hayat.
Düşünce pınarlarıma yepyeni kaynaklar katılıyordu.
Bu gökyüzü bugün neden bu kadar griydi.
Bir ışık olsun süzülemez miydi içlerimize
Bulutlar yağmuru getirdi
Yağmur hüznü
Hüzünde büyümek güzeldi
Kırılacak bir şeylerin
Sahibi olduğun bir şeyin
Sahibin olmuyordu
Öğreniyordun hayatı
Bu bulut
Bu yağmur
Bu gökyüzü bugün neden bu kadar griydi?
Birisi renk paletlerini
Getirmeyi unutmuştu ve
Elimde sadece sulu boyalar vardı
Onlarda yağmurlarda hep çözülürdü
Benim hüzünlerde çözüldüğüm gibi....
Kayıt Tarihi : 17.11.2004 23:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!