Atatürk, bağımsızlığını yitirmiş, orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmiş, bilfiil işgal edilmiş bir ülkenin insanlarının başına geçmiş, topyekûn ulusal bir direniş ve ulusal bir kurtuluş savaşı ile düşmanları yurttan attıktan sonra bugünkü modern Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmuştur.
Türkiye'nin bir tek lideri vardır. O da Atatürk'tür. Atatürkçülük sayesinde dimdik ayaktayız. 'Vatanın bütünlüğü, milletin bölünmezliği' Onun attığı temeller üzerinde sembolleşmiştir. Cumhuriyetin ilke lerine ve devrimlerine karşı birkaç sözümüz olacaktır.
Kişisel çıkarlarına toplumu araç ederek ve onları saptırarak başka maceralara götürmek isteyenler az da olsa vardır. Sağduyu sahibi Türk Ulusu, ne aldatanlara, ne de aldatılanlara asla itibar göstermeyecektir. Atatürkçülük bir ülkü¬dür. Birlik ve beraberlik ülküsüdür. Kellesini koltuğuna alarak 'yedi düvele' karşı ulusunu savunan bir lidere anlaşılmaz bu tutum neden? Nereden kaynağını alıyor bu bezirganlar? Adeta, 'Neden kurtuluş savaşı verildi, neden bu devlet kuruldu? ' diyecek kadar gaflet ve dalalet içinde olan bu insanlara ne demek gerekiyor acaba? Kükreyen aslanların diyarını, fısıldayan rüzgârın göklerini, solmuş dökülmüş yapraklarımı yeşillenmesini kimler sağladı? Yanıtı: Atatürk! ..
Atalarının, şehitlerinin kanlarının fışkırdığı her karış toprağın savunması için canını ortaya koyan kimdir? Yurdun tüm bacaları yıkılmış, orduları dağıtılmış, bütün tersanelerine girilmiş, bayrakları çiğnenmiş, ezanları susturulmuş, ülke bilfiil işgal edilerek mallarına el konulmuş, zevklerin soğukluğunda, şehitlerin mezarlarının başın da şehvet rakslarının yapıldığı, kadınların düşman kollan arasında, çocukların düş¬man süngüsü ucunda yaşatılmaya çalışılan bir ülkeyi kurtarmanın kutsal bir görev olduğunu unutmanın ne demek olduğu elbette malumdur.
Çağımızın yaşam sürecinde gördü¬ğümüz liderini kaybetmiş Yugoslavya'nın bir bölümü, Afganistan'ın bunalımlı yanı ve egemenlik koşulları, Irak'ın çeşitli bahane¬lerle kişisel çıkarları uğruna karşılaştığı insanlık suçu, Lübnan'ın ve Filistin'in yaşadığı koşulların tümü ulusal ülkü ve lider yoksunluğundan kaynaklanmıyor mu?
87 yıl önce Türk Ulusunun yaşadığı o karanlık günlerin yediden yetmişe herkes tarafından bilinmesi gerekir.
İşte bu koşullar içinde Türk Ulusunun önüne atılarak yürekleri titreten vahşetin, gaddarlığın, yamyamların dahi yapamayacağı insanlık dışı saldırının hatta onların işbirlikçilerinin karşısına çıkarak onları yok eden kimdir? Ezanları sustur¬makla da kalmayıp mabetlerimizi kapatan, köylerimizi-kentlerimizi zapteden, yakıp yıkan, surlarımızı, hisarlarımızı, camile¬rimizi, türbelerimizi hatta ölülerimizin kemiklerini tutuşturup yakanlara kim 'Dur! ' dedi? Muhakkak ki Atatürk'ün önderliğinde Türk Ulusu.
Gün ışığındaki hissemize razıydık
Saadetinden geçtik
Ümidine razıydık
Hiçbirini bulamadık
Kendimize hüzünler icadettik
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta