Neden ağlıyorsun diye sorma
Bırak aksın gözyaşlarım silme,
Aksında anlatsın,
Gözlerde başlayıp gönülde yuvalanan,
Lakin dilden bir türlü çıkamayan o duyguları,
Her bir damlası şiirdir benim gözyaşlarımın,
Çünkü anlatamadım ben seni.
Sığdıramadım satırlara, dörtlüklere
Sığdıramadım alfabeye, sözlüklere
Sığdıramadım ben seni,
Ne yeryüzüne, ne de gökyüzüne
Bak sevgili! Gözlerime bak,
En derin, en ücra köşelerine kadar,
Hiçbir detayı kaçırmadan,
Gözlerini kırpmadan bak.
Yolu takip et, gideceğin yer gönlümdür.
Orada cehennem var, cayır cayır yanan
İşte o ateş, senin için yanan ömrümdür.
Sadece sen dokunabilirsin,
Ve sadece sen söndürebilirsin.
Bir tokat gibi çarpıyor, zaman yüzüme sensizliği.
Ve bırakıp gidiyor, teselli niyetine sessizliği.
Geceleri dinliyorum, duvardaki saatin tıkırtısını.
Ve kırık pencereden giren,
Davetsiz misafir rüzgârın fısıltısını.
Bir ah çekiyorum derinden, tavana bakarak
Sonra düşünüyorum, gözlerimden yaşlar akarak.
Tek sıra halinde dizilmeye başlıyor,
Yaşadığımız hatıralar.
Bu sefer sensiz dolaşıyorum, gezdiğimiz tüm yerleri.
İlk buluştuğumuz parka gidiyorum önce,
Tam ellerini tuttuğum yerde duruyor ve bakıyorum.
Ayak izlerimiz hala orada, sanki silinmesin diye
Bir şey örtülmüş üzerine.
Sonra yürümeye başlıyorum, ağır ağır
Gene o çiçekçi geliyor karşıma,
‘’ abe yakışıklı abey güzel çiçeklerim var bakmaz mısın?
Yenge hanım nerdeler? Diye soruyor.
Bu kadında herkese aynı şeyleri mi söylüyor? Neyse
Biraz ilerde dürümcü Ahmet abi var, yanına gidiyorum,
Hani senin konuşmasına gülmekten,
Yeni aldığın pikeli eteğinin üzerine ayran döktüğün yer.
O zaman aklıma geliyor, biraz komik ama içime bir ok gibi
Saplanan o ana tebessüm ediyorum.
Ahmet abide aynı şeyi soruyor.
‘’Yenge hanım nerdeler? ’’
Boğazımda bir düğüm var sanki konuşamıyorum.
Başımı sallıyorum sadece,
Kolay gelsin! Deyip ayrılıyorum yanından.
Sahil boyu yürümeye devam ediyorum,
Hani seninle el ele tutup koştuğumuz,
Ve seni seviyorum diye bağırdığımız,
Herkesin bizi alkışlayarak izlediği o yolda,
İçim burkuluyor birden, irkiliyorum.
Derin bir nefes çekiyorum içime,
Sağıma bakıyorum boş, soluma bakıyorum boş.
Anlıyorum.
Anlıyorum her şeyin seninle güzel olduğunu,
Ve anlıyorum, sensiz hiçbir şeyin tadı olmadığını.
Özlüyorum!
Seni özlüyorum.
Seni seviyorum! Demeyi özlüyorum.
Eve geldiğimde kapıyı açan,
Ve gözlerime sevgi ilen bakan o gözleri özlüyorum.
Dizime yatırıp saçını okşadığım o anı özlüyorum.
Yağmurda ıslanmayı, el ele tutup koşmayı,
Gecenin bir yarısı çıkıp balkona mehtaba bakmayı,
Birbirimize ‘’bizi kimse ayıramaz’’ dediğimiz ve sarıldığımız o anı
Senin çocukça yaptığın hareketleri,
Melek yüzünü özlüyorum.
Bir keşke’dir dolanıyor dilime,
Söylenip duruyorum kendi kendime.
Artık ne geceler cazibeli geliyor bana.
Nede gökyüzündeki yıldızlar her şeyi anlatıyor.
Saat yalnızlığın notalarını çıkarıyor,
Assolist ben seslikçiler ise hatıralar,
İşte anlatabileceğim sana bu kadar.
Sevgili! Şimdi aklın erdi mi? neden ağladığıma
Ağlıyorum
Çünkü seni ölesiye seviyorum
Ve seni senle iken özlüyorum
22.06.2006
Soner Demir 2Kayıt Tarihi : 21.6.2006 16:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!