Söyle, günlerini yedi sayı yolculuklarıyla
doldurabiliyor musun? Sinirli olmak, sinir olmak
peşinde; ben ne diyorum, sen ne diyorsun...
Bu sıkışıklıkta, birini açıkça sevme gereği
görüyor musun? Çok parça, ama tek perde,
bu ters aydınlıkta, af ve özür! Af ve özür,
kendisi değil çaresizliğinden sanki
hep bir başkası zarar görmekteydi
karşılar mıydı herkesin zararını
karşılarım demişti
biz de inandık ona
sabırlıydık, bıraktık geciktirsin adaleti
Her acı, bir diğerine uzaklığıyla oyalar kendini
artık herkesi utandıracak yaştasın
sana hak veriyorum: Bir hayat kurmalısın kendine...
Göğün eksik yerleri artık başka renk
kimse değilse bizden çalan o dalı
perdeyle pencerenin arasına saklanmak
bizim uzun perdelerimiz yoktu ki
birinden daha iyi nefret edebilmek için
ondan aşağıda durmak
sokak ortasında dövülen birinin gururuyla
Her şey biriksin istiyorum
dilimin altında
ağzım tıkalı
O bir gün bu yoldan geçecek
iki azı dişi ve ağırlaşan gövdesiyle
sevgili bayan ben sizin kocanızın hiç görmediği karısıyım
yeryüzüne hiç uğramayan tankerler duracak gibi yapar
geçer gider önümden dalgalar bana acır dalgalar beni
bedavaya taşır hiçbir yelkenli beni almaz deniz üzülür halime
fareler sinirlenir tanrıyı duyun diye boş sokaklara seslenişime
omuzlarımda ısırık izleri tayfalar fazla düşünmez güler
yolun sonu haydut ini, karanlık bir işyeri, yanlış adam
yolunun üstünde, dönüşte dedim, ne istiyor diye sorma
bırak yağsın yağdığı kadarı, dallar zaten camları örtmekte
kendi tüyleriyle oynayan el, sevmemezlik edemezsin o eli
kendi kaderiyle oynayan el, sende yaşayanların dalıp içine
sakarlığından utanmayanlar sevimlidir
sakarlığının farkında olmayanlar daha sevimli
edebin dışına çıkabilen bir beyefendinin cesareti
cesur olmak edebin dışına çıkmak için mazeretidir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!