Necip Fazıl Üstadın "tanrı Kulundan Dinl ...

"İnanmaya memuruz..."

"Evvelâ inanmaya inan."

"İnanmanın ruhu, özü, cevheri, Allah'a inanmak..."

"Kitap mefhumunun bir ucunda Allah, öbür ucunda da sonsuzluk var."

"Her "ulvî"nin zıddı, aynı boyda bir "süflî" değil mi?..."

"Bir şey yalnız keyfiyetiyle var veya yoktur."

"(Mistik) görüş, maddeyi aşmak, eşya ve hâdiselerin gizli kaynağına ulaşmak hamlesidir."

"Bizim ne idarî, ne içtimaî, ne iktisadî, ne sınaî, ne ilmî, ne siyasî, ne edebî, ne beledî, ne sıhhî, ne filân, ne falân bir dâvamız var; davamız bir, ahlâkî..."

"Aynı cinsten şeylerin birbirlerine üstünlük göziyle bakışları korkunçtur."

"Şahsiyetsizlik ve kifayetsizliğin şaşmaz markası, dedikodu kabiliyetidir."

"Aynı çağdan dostlar, dostluk cıvıklıktır sandıklarından dolayı birbirlerini saymazlar. Âdeta saygı, yalnız enayilerde görülen bir nevi tavır ve hareket kekemeliği halindedir. Zamanenin tedavisine ve dirhemlerine, davul tozu ve minare gölgesi kadar uzak bir nesne..."

"Mayalarında eşeklik olanlara, (Disiplin) yular gibi görünür."

"Dalkavuk bir nevi uyuz kaşıyıcısıdır."

"Günün takip modası kimin ve neyin üzerindeyse, fikir hafiyesinin gözü, yalnız isim ve kabuk tarafından, o istikamettedir."

"Kumar, ahlâk dâvamızın, maddî ve zahirî tedbirler bakımından önlenmesi en kolay ve basit şubesidir."

" Hakkın zâhiri halk, halkın bâtını hak..."

"İrfan, arşın ve okka hesabiyle, bir şahsın yüklendiği kuru malumat değil..."

"İrfan bilgi sahibi olmaktan ziyade, bilinen şeyler vasıtasiyle bilme hassasına ermektir."

"Gerçek bir dünya görüşüne varmış her insan irfanlıdır."

"Okutmalıyız; bildiğimiz ve başardığımız kadariyle, mümkün mertebe çok insan okutmalıyız."

"Yetiştiriciyi yetiştirme işi, memleketi yetiştirme bakımından, hem kemmiyeti, hem de keyfiyeti üzerinde en sıkı düşünmemiz gereken müşahhas hedeftir."

"Cemiyet ki, çekirdeği insan; insan ki, çekirdeği ruhtur, bu iki unsurdan ibaret... Bu unsurlardan yalnız bir tanesiyle ne cemiyet vardır, ne de mütekâmil insan..."

"Kendi kendisinden gafletin bu derecesi, tımarhanelerde bile görülmemiştir."

"Sebep, aç ve boynu bükük, bir köşede beklerken, tıkabasa neticeyi beslemeğe çalışıyoruz."

"Arının şahsiyeti baldaysa, milletlerinki de yoğurdukları ilimlerde..."

"Fikir veresiyeciliğinden ne vakit kurtulacağız?"

"Tanzimata gelinceye kadar Türk san'at ve fikir adamı, dünya mikyasiyle, ruh ve kafasının bütün mimarîsine san'at ve ideolocyasının bütün miyarlarına ermiştir."

"İşte, en nezaketli bir intikal devresinin kurtarıcısı yerindeki Tanzimat Türk sanat ve fikir adamı bu tiptir. Bu tipin psikolocyasına, kayıtsız şartsız HAYRANLIK, şuuruna kayıtsız şartsız TAKLİT ve benliğine kayıtsız ve şartsız AŞAĞILIK UKDESİ hâkimdir."

"Nazım'ın en güzel tarafı, fikir namusu adına, inandığı (bâtıl)ın sonuna kadar fedaisi kalmış olmaktır. O, hakikî fikir zaviyesinden, fikirsiz bir namusludur, işte o kadar..."

"Piyes, roman kadar çetin, belki de ondan daha üstün bir mimarlık işi..."

"O (sanatkâr) fert halinde kendi remzinden başka bir şey değildir."

"Sözde münevver, hiçbir şeyin iç yüzünü bilmez, her şeyin posasını bilir."

Kaynak:

Necip Fazıl, Tanrı Kulundan Dinlediklerim, 10. Baskı, Mart 2004