Necip Fazıl’ın Hikâyelerindeki genel özellikleri incelemeye başlamadan önce Sezai Karakoç’un şu tespitlerine kulak vermede fayda vardır: “Üstat Necip Fazıl, eseri, sözleri, davranışları ve jestleriyle bir bütün olarak düşünülmesi gerekli bir şahsiyetti. Bölünmez, parçalanmaz bir bütün. Necip Fazıl’ın şairliğini, düşünürlüğünden; düşünürlüğünü gazeteciliğinden; gazeteciliğini yaşantısından ayırıp düşünemezdiniz. Bunların arasına bir mesafe koyamazdınız. Süreklice yaşıyordu şiiri, düşünceyi, din ve ahlâk, geçmiş ve gelecek düşüncesini. Necip Fazıl demek, öyle bir kumaş demek idi ki, onda bütün bu saydıklarımdan iplikler birbiriyle iç içe dokunmuştu. En soyut düşünceden en somut bir eyleme geçiş mümkündü O’nun diyalektiğinde. Çünkü tümünü, tek bir sentez halinde yaşıyordu.”[1]
Necip Fazıl Kısakürek'in hikâyelerinin iki önemli yönü bulunmaktadır. Yazar, okuyucuya ya bir mesaj iletmek yahut fikir vermek için hikâye türünü seçmiştir.[2]
Necip Fazıl’ın hikâyelerinde ölüm, yalnızlık, korku başlıca temalardır. Ama bu öykülerdeki ölüm, korku ve yalnızlık temaları, yalnızca psikolojik bir daralmadan, bunalmadan ve soyutlamadan öte, hayatın, ölümün anlamını arama, anlamlandırma, insanların boğuşup durduğu varlığı bir kaos olarak görmekten çok, o giriftlik içindeki uyumun, ahengin zorluğu ve güzelliği ile derinleşme çabasıdır.[3]
Kitaptaki hikâyelerin birçoğunda ölüm konusunun işlendiğini belirtmiştik. Necip Fazıl bu konuyu 'Sırtlan', 'Bir Yalnızlık Gecesinin Vehimleri', 'Olabilir Oğlu Olabilir', 'Hayalet' adlı hikâyelerinde olduğu gibi korku, dehşet ve tecessüs unsurlarıyla birlikte ele alır. 'Sırtlan' da yeni gömülmüş bir kadın cesedini parçalamak isteyen bir Sırtlanın vuruluşu, 'Bir Yalnızlık Gecesinin Vehimleri'nde ölen büyük babasını korku ve merakla seyreden bir çocuğun ölüm hakkındaki düşünceleri, 'Olabilir Oğlu Olabilir' de bir telepati hadisesi anlatılır. Bu hikâyelerde hayal ve hayalet motiflerine de rastlarız.[4]
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman