Neçe
hiç kimsenin yüreğinden okuyup gezdinmi dünyayı
daha içerinin taş basan bağrına kan uykuları döktünmü?
dilime dolanan türkülerin yanıklığı onun bilip,
benim onda gördüğüm ülkelerden..
sınırları ihlal eden sövüşlerim
yoksulluğun kavminden
ben şimdi deşt-i kebirde tuzun ülkesi
ağrıda ağrının efsanesi
afrinde halkın direnişi
iranda alamut kalesi
istanbulda bir balıkçı teknesi
ve mapusta voltalayan bir sahil ülkesi
dili köründe öfkenin..sustası elinde gözleri
ve bir dai susuşu hangi sırra erse yüreği
Neçe...
kış düşmüş ayaklarına
ben şimdi falakanın taban tutturmadığı ömrün ortasında
hangi yöne yumsam sızar sızımca yaşım
yüreği kalem olup düşünce aklığa, sıkımlık safın...
sal
genişcedir meshebi boğazda takılı yek avazın...
zulmün ufkundan biliyorum...
koridorun uzunluğundan ve bağı gözlerin
neleri gördü dilinin yetmediği
can diye yutulan hangi demdi
Neçe...
ben şimdi
soluğun benzi atmış yüreğin feri
olukça can boşalmış gözlerin hicazında demi...
türküce savrulmuş duyulmayan figanında seli
ve canına kan doğranmış açlığında nefesi...
hangi yola düşsem sonu sükutu düş...
Neçe...
ben şimdi...
kitaba emanet yüreğin ranzada kuş uykusu...
ve erketede son bakışın veda tablosu...
yüreği belinde en güçlü silah kuytusu...
hangi acıya baksam hücrede can yontusu....
ve sabahı yaran dumanında ekmek buğusu...
karabasanında uykunun kan ter avlusu...
umuda ayan ola neçe...
ben şimdi...
avuç içlerinde sıkılan an...
kahrında birikmiş sabrı dem
ve yükselen strana içilen yaş
ana böğrüne basılan taş
yarasında bir şafağım...
Neçe...
ben şimdi
en çok yeşilin yakışa durduğu...
gözlerin gönüllü mapusluğunda nice...
ve yakımında koğuşun
barışa can tütenimde gece...
damından şiir akan evin baskınında gece...
yaramızda yatan acının cana çekilen deminde...
Alıp koyna ayakların yükünce
kambura duran göğüsüm kimince...
ben şimdi...
yitimine bir dostun cam kavanozu
parmak uçların dil vurgusu
doluya yakalanmış bir kandil..
hücrede güneş yoksunu
rüzgarın diz dövdüğü uğrak yurdu...
en illegal çayın çöpünde keyfe koyulduğu...
ve bamından gam çıkan sesim...
Neçe...
söyle neydi eğreti duran bize...?
Kayıt Tarihi : 24.5.2019 02:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yok böyle şiirler.
Seni okuyunca şiiri anladım
Sen benden okuma ben senden okurum şair
Kutluyorum
Neçe serisinin özetidir bende ona denk gelmişsiniz
Aslında ilkidir de ve yeri ayrıdır...
ne mutlu dokunabildiyse
Dilim yettiğince işte...
Bugün ikinci kez okudum iyi ki de okumuşum .Eğer şiir beni okurken mest ediyorsa şiirdir yazılan. Şiir sarhoşluğu dediğimiz bir olay var...onu herkes yaşayamıyor...düz bir metin okur gibi okuyor çoğu insan...o zaman şiir dili diye bir şey kalmıyor...ben şiirin yazılışını bir ozan olarak nasıl önemsiyorsam okuma şekline de önem veriyorum. Şahsen ben şiiri yaşıyorum, başkasını bilemem...içinden iki dize bir şey yakaladığım zaman şiir beni oraya enkaz gibi yıkar..
Şiir bir insanın burun direğini sızlatmalı, gözlerini nemlendirmeli...akılda biraz kalmalı...şok yaşatmalı...yazan kaleme de insanı hayran bırakmalı...bilmem yanılıyor muyum '' NEÇE''...:))
...Yüreğine sağlık daha öncede dediğim gibi serbest şiirin Ağrı Dağı olmuş benim nazarımda...KUTLARIM DEĞERLİ DOST..SELAMLAR SAYGILAR...
Öyle büyük öyle büyütmüşsünüzki şiiri
Boyumu posumu aşan övgüler olmuş...
Bilirim çoğu okur geçer okumakta yazmak kadar yürek işidir bi acının orta yerini bulmak bu beceride gizlidir...
Siz ozanlar okumayıda yazmayıda en iyi bilenlersiniz
Buraya gelirken pek okunacağını düşündüğümden değil
Bi dostun ısrarıyla geldim...
Hala adımın yanında şair tanımlaması utandırır beni...
Ama bu sayede sizler gibi bi çok şair ozanla karşılaştım şiirlerinde ağarladılar beni...
Lâyık olmadığım bu yorumlar için çok teşekkür ederim
Adıma "neçe" dediniz ağrı dağının tepesi umarım bir gün buna layık olurum...
Tebrikler
Teşekkür ederim
TÜM YORUMLAR (4)