On eylül
On eylülde hazan rüzgârları eserken
bir şiir konuverdi demircide ustanın eline
Naif öyküsü başladı sonra bir annenin
bir yanda bir gül, öbür yanda zaman-ı şerife
uçurum kokuyor bakışların
bir yanağından fırat esiyor
bir yanağından murat
çığları çağırıyor çığlıkların
oy dila, can dila, yar dila
toprağı
ve suyu
ve rüzgarı
ve ateşi kuşandım
bir kalp bir de beyin aldım kafesten içeri
kırlangıç ölümleriyle üşürken kirpiklerim
Ne kaldı rûha dolan şerâbdan başka
Âteş-i ûdu duduşturan mızrâbdan başka
Ne kaldı yâre yükseldiğimiz mihrâbdan başka
Ne kaldı kalbimizi sûzân kılan serâbdan başka
Boğazda üç gecelik mahitâbdan başka
ey imge,
sonsuz bir sonbahar ol içimde
kanat kanatlarımı
sal beni güz yorgunu bahçelere.
olmadı,
bir kuru yaprağın kalbinde
ben
intiharlarımdan arta kalan
hüznü ve küfü ağır basan
döngüsel bir düşüm
göz dönümü saatlerde
zamanın dışından
mekânın hiçbir yerinden
sesleniyorum sana
duy sesimi almira
kelepçeli dudaklarım
kafası ve ruhu karışık bir dünyanın cellatlarına…
I. giriş
beni sıradan bir ölüm kesmez!
çok uluslu bir suikastle,
bir ateş çiçeği sessizliği sardı
sarı sardunyalardan
ılık şarkılar içen şehrini.
şehla kahkahalar,
kıvrak gülüşler devri çoktan bitti
oynak suların sırtında
içinden çin işkenceleri geçen
bir gecenin
kırık kanatlarla ulaştığı bu sabahta,
dilimdeki ahlarla,
ruhumdaki eyvahlarla,
kasıklarımdaki günahlarla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!