Çekilmiş sular, çekilmiş dualar
Gökyüzünden bıldırcınlar düşmüyor artık
Tarihin yüzü donuk, akrep ipe asmış yelkovanı
İşte yine karanlığın içinde nasırlı bir el
Arşa uzanmış eski bir masal inceliğinde
İstanbul,
İçe kapanıklığımı okşayan kadın
İlk titremem, terleyen utangaçlığım
Soğuk bir şafakta dayandım kapına
Sarıldım, traşsız gökyüzünün yanaklarına
Düşümde esrarengiz bir kuşatmaydın
sana üç şey söyleyeceğim hayata dair:
bir: merdiven,
herkes koşar adımlarla çıkarken engelsiz,
ben güpegündüz düşüyordum her basamağında
bunalım
ıssız viranem
koynumdaki mahşeri yalnızlığım
böceklerden ve kurtlardan sabrı öğrenemedim
resmi tabiattan ezberledim boyun eğmeyi sessizliğine
dört şahit aradım yaban haline kibar kurumlarda
ölüm yalnızdır
kimseye tahammül etmez
ve ölüm yalnız bırakır
gülü kimseye yar etmez
28.03.2013
şimdi sonu güzel yere varan bir yol olsaydı
varılması uzun süren, yalnız ve çok uzakta
yol üstünde yalanlar, acıtan sözler, umutsuzluk
bulutlara yaslanmış kalbimde bir bir kaybolsaydı
2013
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!