Ne zülayhalar tanıdım
aslında yusufdular,
ne firavunlar bilirim
Bilirsin,
anlarsın beni
ki ondandır
ne zaman leb dese dilim
sende dudak uçuklar
cümle bitimi evvel
Nasıl anlatırım,nasıl...
hangi şiir kafi gelir hislerimi tarife
kaç tuval yetebilir senli düşleri çizmeye.
Yaralı serçem,kanadı kırık masum sevgili
kaç yemin bozar ezberini, bilsem.
Kadın kasımpatıları topluyordu...
Deniz durgunluğuyla,
adam suskunluğuyla fırtınalar koparıyordu.
Ve ben suskun,
bu behlül halimle
kaç lafazanın tükettiysem sözünü
Bir gece ansızın çıkıp gelmelisin
iki ara bir derede kaldığın bir an
ne farkeder.
zemheri,
kuşluk vakti üstelik
yokluğum ürpertirken bir tan vakti...
Tut ki
bilmezsin kaç mil önceydi ilk fora
hangi kıtadan demir aldım
kan-revan tayfa
med-cezirlerden geçti rotam..
susuyoruz.
çığlık çığlığa,
aşk üzre...
ben seni susuyorum,
sen bana susmuş...
Susma! ! !
sen sustukça güneş söner,
aydın yanım kara bir cehalet olur...
Bir serçe gözyaşıyla ölür sen susunca.
Geri dönülmez yolum,
kapanmaz yaram olur suskunluğun.
Hadi
bu akşam son defa
kendi dilinden şiirler oku bana.
Bilmediğim,
duymadıklarımdan değil
ama illede aşk şiirleri.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!