Nebâtetı anlatmak,okumak tabiatı,
Eserden müessire,gitmenin bir sanatı.
Gördüğünün yüzünde,O'nun mührünü görüp,
Şükür etme uğrunu,alnını yere vurup.
Hissetmek nebâtatı,alnında açık yeşil,
Bunları yaratanı,bilmeyen insan değil.
Bu çimeni bir koyun,yeyip ondan süt olur,
Nebâtat hayvanata,geçip mertebe alır.
Biraz önce çimendi,şimdi süt'te yağ oldu,
Mercimeğe nisbetle,yağla karlı dağ oldu.
Nebâttan hayvanata,geçip tekâmül eder,
Hayvanattan insana,geçip secdeye gider.
İsmini nakş etmiştir,yarattığı her şeye,
Görüpte inanmayan,sence düşer ne hale.
O bizleri yaratıp,'Beni tanıyın' demiş,
Nebâtat hayvanatı,senin emrine vermiş.
Bir elma utancından,O'na karşı kızarmış,
Sarmaşık dost edinip,kolun dallara sarmış,
Güneş ısı ışık renk,emrime amade dir,
Su daki bu dört halet,Allahın(cc) yed'inde dir.
Yer altında ince kök,taşı deler gürz'ü yok,
Yumurtada civcivin,ağzı bağlı karnı tok,
Pirenin midesini,nebâtatın özünü,
Ömer Çetinkaya O,duyar senin sözünü...
31.05.2006
Ömer ÇetinkayaKayıt Tarihi : 31.5.2006 09:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!