Haber alamadığın birini merak edip de yazamamak,
Özlediğin halde özlediğini söyleyememek,
İstediğin halde istediğini alamamak…
Beklemek ne zormuş, ne zormuş.
Gittiği halde döneceğine inanmak,
Umutla bir gün geleceğine avunmak,
Gelse her şeyin düzeleceğini sanmak…
Özlemek ne zormuş, ne zormuş.
İçindeki sesin seni kandırması,
“O da seviyor, düşünüyor” fısıldaması,
Sonra “sevse ulaşırdı” karmaşası…
Sevmek ne zormuş, ne zormuş.
Nefes alamadığın geceler,
Gözlerinden süzülen damlalar,
Çaresizce ne yapacağını bilememeler…
Yanmak ne zormuş, ne zormuş.
Severken ayrılığı vermiş yaprak dalından,
Düşerken kırılıp parçalanı vermiş canından,
Ağaç ne bilsin, rüzgar uçurdu gamından…
Kırılmak ne zormuş, ne zormuş.
Elbet bunlar da gelip geçecek,
Çeken, çektirene bir gün teşekkür edecek,
“Yaşamalıydım” deyip de tecrübe edinecek…
Öğrenmek ne zormuş, ne zormuş.
Ölümse elbet bir gün kapımızı çalacak,
Korku ise bu derde deva olmayacak,
Nerede, ne yapıyordur bilinmeyecek…
Yaşadığını bilememek ne zormuş, ne zormuş.
Kayıt Tarihi : 31.1.2025 22:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Anlatıcı, derin bir duygusal sürecin içindedir; beklemek, özlemek, sevmek ve kırılmak gibi duyguların ağırlığını yaşıyor. Karşısındaki kişiyle arasındaki mesafe ve ulaşamama hâli, onun çaresizliğini ve yalnızlığını artırıyor. Her ne kadar acı verse de, anlatıcı bu deneyimlerin insanı olgunlaştıracağını ve sonunda öğrenme ve tecrübe kazanma fırsatı sunacağını biliyor. Şiir, sevgi, özlem ve hayatın zorlukları karşısında insanın yaşadığı duygusal karmaşayı ve sabrı anlatan bir hikaye olarak özetlenebilir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!