Yalnızlığın ciğerlerime kadar indiği, umutlarımın can vermek üzere olduğu bu saatlerde sapa bir yerindeyim umutsuzluğumun,
ne zor şeymiş seni unutmak.
Bu şehrin her yerinde, karanlık sahillerinde ve çıkmaz sokaklarında, hâlâ ayak izlerin varken,
Yahu ne zor şeymiş seni unutmak.
Ay ışığı odama doluyor karanlığa inat.,
küstah bir rakı şişesiyle dertleşmek,
ışıkları kapatıp gözyaşlarımla eğleşmek,
ulan ne zor şeymiş seni unutmak.
Unutabilsem keşke,
kar beyaza kesmiş soğuk bir Şubat akşamında seni, yüreğimde değişse mevsimler Haziran gibi. Temmuz gibi.
Çıkarsam suretini gözlerimden,
fırtınalı bir yağmur kopsa alıp götürse bu şehirden ayak izlerini,
ulan ne zor şeymiş seni unutmak.
Kalemim kırılsa da ben bu şiirleri hayalinle yazmasam,
fikrimde bir yük gibi , ve mühimmat yüklü bir gemi gibi taşımasam kalbimde seni,
gözlerini ucuz bir gazete kâğıdı gibi yırtıp atsam gözlerimden,
ulan ne zor şeymiş seni unutmak.
Nihavent makamı eski bir şarkı dolanıyor bu aralar dilimde,
çiğneyip tükürebilsem keşke,
hatta şiirlerimden ve tüm şarkılardan silebilsem seni, unutabilsem , silebilsem hafızamdan ismini,
yahu ne zor şeymiş seni unutmak.
Tarih: 22.03.2022
Kayıt Tarihi : 2.3.2024 13:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!