Ne zaman şenim ben, bilir misin?
Ne zaman çocuk gibi, dolu doluyum? .
Ne zaman düşünüp ansam adını,
İçim tiril tiril titrer, işte bu huyum.
Yanımda olduğunca,
Şakıyıp güldüğünce,
Açık kollarla geldiğince,
Ve sevdiğini bildiğimce.
Parlayan bir alev,
Esen bir rüzgâr,
Yağan bir bulut,
Çağlayan suyum...
Ne zaman sarhoşum ben, bilir misin?
Ne zaman göğsüne koysam başımı,
Kalbinin sesinde olsa kulağım,
Okşasa saçımı ılık nefesin,
O zaman dolarda içime aşkın,
Kabaran bir deniz,
Yükselen dağım.
Dört satır yazı,
İki damla yaş,
Üç kelime söz,
İşte ben buyum...
Ne zaman mahzunum ben, bilir misin?
Ne zaman üzgün, elemli?
Ne zaman gitsen bırakıp beni,
Yoluna bakarım gözlerim nemli,
Boş bir bekleyiş, kırık bir umut,
Israrlı son bakış, gayet sitemli.
İşte o zaman....
Susuz bir çeşme,
Yapraksız ağaç,
Taşsız bir mezar,
Viran bir köyüm...
Seyfettin Kara hocagil
Çamlıbel Köyü ilk Okulu öğretmeni
(Oltu-Erzurum 1965)
Kayıt Tarihi : 29.6.2006 21:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hep şakımanızı, hep çağlamanızı temenni ederim. Hiçbir zaman 'taşsız bir mezar, viran bir köy' gibi olmayın. Dualarım sizinle.
Selâmlar...
TÜM YORUMLAR (1)