Meçhul ızdıraplar kaldı içimde;
Sinsi tavırlar yıktı güvenimi
Göz kapaklarım hala ağrır.
Şafağa doymamış daha,
İsyan ederim, tek sebep kendim bilerek
Yalnızlığıma terk ederek gözyaşlarımı belki silen olur
Kelimeler anlamsız, sokaklar ıssız
Ben bilerek koştuğum yollar ağlamaklı şimdi
Ne garip!
Ateşlere inat içimde bir yangın vuku bulur
Sorsan habersizim her şeyden
Gözlerim dalar gider benden habersiz kuytu düşlere
Ölüm gelir aklıma susarım…
Yıldızlar merhabasını sunar gökyüzünden,
Alır giderler beni benden
Ne yapmalı şimdi?
Gülsem garip gelir her güldüğümde gülüşüm,
Ağlasam, tanıdık bir yüz çıkar uluorta hüzünle
Ölmek istesem bir türlü ölemem
Doymak istesem tüm zevklere ömrüm yetmez
Zaten istemem!
Ne yapmalı şimdi?
Bırakıp gitmek mi hayatı,
Yoksa kalıp acı çekmek mi?
Kucak dolusu yalnızlık bir ömre biçilen
Islık çalarak geçtiğim sokaklar çileli şimdi
Şafak vakti darmadağın düşüncelerim
Kuralsız koşarken hayata delice
Şapka çıkarılır bu yalnızlık senfonisine
Issız sokaklarda kederli yürümek mi bana bahşedilen?
Ömrüme yetecek suskunluk mu yoksa?
İntihar mı alıp götüren?
Ciğerlerime kadar işleyen böylesine
Yada öylesine elimden alınan hayallerim mi yoksa?
Nasıl anlatmalı bilmem?
Susmak öyleyse
Susmak ölesiye.
Mutluluğa imrenmek mi bir ömür sürecek olan,
Son sürat keder mi yoksa?
Ben yağmurlarda unuttum gülmeyi
Baharlarda terk etti benliğim kendini
Soğuk gecelerde öğrendim, sıcak düşleri ertelemeyi
Nafile! Hayat almamışsa arasına beni
Ya da kucak açılmamışsa mutluluktan yana
Fısıldasın biri dostça;
Ne yapmalı şimdi?
Bırakıp gitmek mi hayatı,
Yoksa kalıp acı çekmek mi?
Kayıt Tarihi : 17.7.2014 15:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!