Önce umut vardı;
Dilsiz ve sahipsizdi umut
Varoluşumuza o kaynaklık eden..
Bir de korku vardı,
Dipsiz ve kimliksizdi korku…
Umudu kuşatan,
Yokluğun ötesine dair.
Umudun korkuyla savaşıydı
Bir devinimdi
Hiç bitmeyen…
Varlığın kantarında yokluğu tartıp
Bir dengeydi
Her Sırat kavşağında yaşama filiz veren
Yine yeniden...
Önce yalnızlık vardı,
Teklikten çokluğa giden.
Giderken azalan, azalışlarında artan…
Zamanın süzgecinden süzülen
Bakracında biriken,
Hüznün o damıtılmış yalnızlığı…
Önce Hüzün vardı.
Gülümserken iç çektiren,
Çoğalırken eksilen,
Işıkla yiten,
Yüreğimizin ancak izdüşümünde,
O da gölgeli-gölgesiz beliren
Ruhumuza tütsü gibi sinen
Benliğimizin kuytularında biriken
Bir yürek hüzün vardı önce…
Önce cesaret vardı
Yokluğa inat var olmayı seçen
karanlıklarda yitmeyen
Kör çıkmazlarda bitmeyen
Simurg misali küllerinden türeyen
Sessiz ve kimsesiz
Haykırışlarında bilenen
Gözü kara,
Keskin bıçak,
Üfürsen tutuşacak
Sanki yürek yemiş bir cesaret…
Önce yaşanmışlık vardı…
Onca yaşanmışlık vardı…
Sonra yaşanmışlık vardı…
Eni sonu bir lahzaydı
İyi, kötü, güzel, çirkin,
Hem sığdı, hem de derin
Bildik değil bir başkaydı
Ne varsa ondan sonraydı.
Gökhan ÖKTEM
Bursa 29 Mart 2021
Gökhan Öktem
Kayıt Tarihi : 21.6.2021 13:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!