yüzünün en rüzgarlı kısmında
sarı bir yalnızlık ektim
o yüzden şimdi avuçlarımda
paramparça bir sonbahar biçtim
hüznünün en doruk noktasında
yorgun bir intihar planladım
bu yüzden şimdi yanaklarımda
sakar bir yaşamla anlaşma imzaladım
gönlünün en karanlık zindanına,
Yusuf peygamber gibi atıldım
o yüzden yokluğundan kalan boşlukta,
Yakup peygamber gibi kör olup ağladım…
ve hemen arkandan kokunu,
her adım başı arayıp durdum.
gömleğin, mimiklerin,
sevinçlerin,
kısacası sana ait olan her şeyin,
düştüm peşine,
peşine düştüm…
sonra bir iz buldum
hayata küstüm…
o evli dediler,
bütün evsizleri o gece ben öldürdüm…
sonra bilmem hangi kanunların yetkilerine dayanarak sizi evlendiren,
o nikah memuruna,
var ya çok pis sövdüm…
her neyse,
ölümüm olursun bak doğru söyle…
ayağına basarken,
canını acıtmadı değil mi?
Kayıt Tarihi : 12.2.2012 23:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!