Ömür hep böyle geçer sandık
Vehim kovaladık, hayal devşirdik
Kırk harâmî gibi sandık sandık.
Ebedî ticaretten usandık
Dünyanın oyununa kandık.
Gençlik gitti, film bitti
Eyvâh, şimdi yandık!..
Mutlu Gavcar
Kayıt Tarihi : 8.1.2020 23:59:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
(2021 Aralık ayında Bizim Ece Dergisi Sahibi/ Şair Ahmet OTMAN tarafından hazırlanan Bizim Ece Şairler Antolojisi:2021'de yer almıştır.) ***** (İlk yazılış tarihi: 11/12/1997, 10:25; Lojmanlarda dış kapı nöbeti, Ardahan) (Son tashih zamanı: 03/11/2021, 19:11; Kocasinan, Kayseri)
Sınırlı sorumlu şu dünya hayatında vakit nakittir, gençlik nakittir, ömür en büyük nakittir... Hasta olup yataklara düşmeden sağlığın, yokluğa/ darlığa/ çaresizliğe düşmeden varlığın, fakirleşip elde avuçta ne varsa kaybetmeden zenginliğin, yaşlanıp iki büklüm kalmayınca gençliğin, kötülüğü/ kötülükleri görmeden iyiliğin, karanlığı/ zulmeti/ hicranı görmeden aydınlığın, su-i akıbeti görmeden selametin, uçurumu görmeden sırat-ı müstakimin, ayazı/ buzu/ kara kışı görmeden baharın, savaşlarda binlerce zayiat vermeden barışın, kara cahillerle uğraşmadan/ çatışmadan ariflerin/ aydınların, şeytanların tuzağına düşmeden meleklerin/ melek yüzlülerin, zifirî gecelerle cedelleşmeden dolunay gözlü sultanın, dikenlerden eli/yüzü/ gönlü parçalamadan gül yüzlü cananın, elimizden teker teker gitmeden sevdiklerimizin, ölüm döşeğine düşmeden/ Azrail yakamıza yapışmadan da ömrün/ nefesin/ insan olmanın kıymetini bilmiyoruz/ bilemiyoruz/ anlamıyoruz maalesef...
Gaflete, nisyana ihanete, acizliğe düşmeye çok meyyal olan insanoğlu; elde/ serde/ cepte gençlik, dinçlik, güzellik, zenginlik, makam, mevki, iltifat var iken bu devran hep böyle gider, dünya benim etrafımda hep böyle döner, sanıyor... Kırk haramiler gibi sandık sandık vehim kovalıyor, hayal devşiriyor... Öbür dünyanın sınav hazırlığından/ ebedî ticaretten/ ahiret sahnesinin provasından/ hakiki aşkı yudumlamaktan/ Hakk'a kulluktan usanıp dünya kadar oyuna/ süse/ eğlenceye/ yalancı oyuncaklara/ boş maceralara/ nefis ve hevanın isteklerine/ dünya hayatının jelatin kaplı/ renkli/ zehirli ve anlamsız ilizyonlarına kanıyor... Bir de bakıyor ki gençlik gitmiş, film bitmiş; sermaye erimiş/ limit dolmuş/ kredi tükenmiş; son nefes gırtlağa gelmiş... Binlerce kez "ah vah" etse/ "keşke" dese, son nefeste tövbe etse de, son pişmanlık neye yarar?!...
Cenâb-ı Mevlâ; cümlemize, sırat-ı müstakim üzre iyilik, güzellik, sağlık, bereket, huzur, mutluluk; ilim, irfan, selamet, barış, dostluk; aşk/ sevda, sevmek/ sevilmek dolu latif bir ömür ve güzel bir akıbet nasip etsin inşallah...
TÜM YORUMLAR (1)