Küçücük patilerinin üzerinde zor doğruldu
Gözleri açılmamış kardeşlerinin yanından,
Ne kadar yumuşak tüyleri,
Pespembe ağzı...Ilık, minicik burnu...
Bir...İki... Tam yedi can...
Yedi tane minicik kedi yavrusu...
Anne sıcaklığı arıyorlar...
Ne yazık. bir kazaya kurban gitmiş anneleri.
Küçücük çığlıklarını duyamıyor artık yavrularının.
Dönüp duruyorlar bir kutunun içinde...
Daha hayata yeni merhaba derken,
Bir keder bulutu sarmış başlarını,
Silen olacak mı acaba gözyaşlarını?
Sıcak bir kucak, sığınacak?
Bir sıcak göğüs, yaslanacak?
Şefkâtle saran kollar?
''Anne! Anne! ''
Açlar, süt emmek istiyorlar.
Küçük bir kız ve annesi dayanamıyorlar
Onların çâresiz hallerine...
Anneleri kadar olamıyorlarsa da,
Kucaklıyorlar,
Biberonla besleyip, koruyorlar...
Ne olur, yardım edelim tüm çâresizlere,
İnsan, hayvan, kim olursa olsun,
Uzatalım ellerimizi,
Açalım sevgi dolu yüreklerimizi...
Merhamet, en güzel meziyet...
Ne olur, yardım et! Yardım et!
4 Ekim 2009
Halenur KorKayıt Tarihi : 4.10.2009 11:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Onların da en az bizler kadar, bu dünyada yaşamaya hakları var. Onlar, aynen çiçekler, ağaçlar gibi, dünyanın süsleri... Onları sevin ne olur...Elinizi sürmekten korksanız bile, ne olur, onlara dünyayı dar etmeyin... Gözlerine bir kez sevgiyle baksanız, o gözlerde, inanamayacağınız kadar sevgi ve vefâ görürsünüz... Lütfen bir kap su koyun onlara...Artmış yemeklerinizi, çöpe atmayın, onlara verin...

Sevgiler...
Naime...
Topoş İle Minnoş
Ören bir sahil beldesiydi Gökova Körfezi’nde,
Ayten Abla emekliydi, yaşardı Milas-Ören’de.
Şirin evi bahçeliydi, yakındı denize.
Çocukları yoktu ama mutluydu,
Çiçekleri ve kedileri koymuştu onların yerine.
Minnoş’ un annesi ölmüştü dün gece.
Süt almaya gidiyordu Ayten Abla üzgünce.
Biberonla besleyecekti yavruyu elinden geldiğince.
Bir yavru köpek çıktı aniden yola,
Annesi arkasından koştu onu kurtarmaya.
Sürücü görmedi, geçti üstünden,
Yavru öldü orada, şaşırdı Ayten Abla.
Anne köpek yalıyordu ölü yavruyu,
Oysa kendi bacağı çok fena kanıyordu.
Ayten Abla okşayıp başını etti teselli,
Aldı kucağına yaralı anneyi, eve getirdi.
Bilmiyordu ki bu köpeğin adı ne?
Temizleyip yarasını sardı iyice,
Senin adın Topoş olsun dedi sessizce.
Topoş anladı, artık topal kalacaktı,
Hiç istemese de bu adla anılacaktı.
Çaresiz kabullendi, kıvrıldı bir kenara,
Bir yatak hazırlandı duvarın yanına,
Merhametli ev sahibi doyurdu onu da.
Topoşun memeleri sütle dolmuştu.
Boşa gidiyordu sütler, artık yavrusu yoktu.
Acısını unutup uyumaya çalıştı,
Yüreğinde düğümlenen evlat acısı,
Bastırmıştı acısını kırık bacağın.
Tam uykuya dalacakken memesinde bir dudak,
Emmeye çalışıyordu Minnoş, ufak ufak.
İzin verdi Topoş ona biraz şaşırarak.
Tanrı misafirine elbette bir ikram sunulacak.
Çok üşümüştü Minnoş,annesi yoktu,
Sıcak bir kucak ararken Topoş’ u buldu,
Üstelik ne güzel süt kokuyordu.
Karnı doyunca sarılıp Topoş’ a uyudu.
Uyandığında Topoş, yavruyu yalıyordu,
Gariptir; Tanrı hem alıyor, hem veriyordu.
Naime Özeren
Sonrasında da duygularının etkisiyle ve ''örnekseme yöntemiyle'' insanlara sosyal yaşamımızda cimri davrandığımız bir konuyla ;yardımlaşmayla ilgili dilekte bulunuyor.
Şimdi mutlu mudurlar,nerelerde yaşarlar acaba o kedi yavruları?
Ülkemizin çeşitli yörelerindeki insanları düşündüm.
Bir kuru ekmeğe muhtaç ne kadar yoksulumuz vardır acaba?
Bize de görev düşmüyor mu onlarla ilgili olarak?
Şiiriniz çok çok güzeldi.
Kutluyorum Sayın KOR.
Erdemle.
TÜM YORUMLAR (6)