Bekleme vefasızı, artık dönmez diyorlar
Şu perişan halime bakıp gelsen ne olur?
Vuslata ermeyince ateş sönmez diyorlar
Aşkın şimşeklerini çakıp gelsen ne olur?
Bir zamanlar uykunu korkuyla bölüyordun
Koynumda uyanınca sevinip gülüyordun
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Saçlarıma süs diye çoğaldıkça aklarım
Talih bana küstükçe koşturuyor yıllarım
Özlemini haykırır gözlerimde yaşlarım
Düşlediğim bir anda çıkıp gelsen ne olur?
Düşlerimi gerçeğe döndürüversen ne olur?
Tebrikler...Buda benim yüreğimden süzülüverenler şiirinizi okuyunca...
Bekleme vefasızı, artık dönmez diyorlar
Şu perişan halime bakıp gelsen ne olur?
Vuslata ermeyince ateş sönmez diyorlar
Aşkın şimşeklerini çakıp gelsen ne olur?
Bir zamanlar uykunu korkuyla bölüyordun
Koynumda uyanınca sevinip gülüyordun
Hani gözün karaydı, uğruma ölüyordun
Her ne engelin varsa, yıkıp gelsen ne olur?
Sensiz kalan sînemde yaban güller açmasın
Yeşerttiğim sevdamı hoyrat eller biçmesin
Ömür kısa sevdiğim, hasret ile geçmesin
Nazından, niyazından bıkıp gelsen ne olur?
Hayâlinin peşinden çölden çöle savruldum
Heder ettim kendimi, tenhalarda kıvrıldım
Adını her zikirde içim yandı, kavruldum
Susuz kalan gönlüme akıp gelsen ne olur?
Hangi köşeyi dönsem çıkmaza varıyorum
Belki de yüreğimi boşuna yoruyorum
Umut bu ya sevdiğim, hep seni arıyorum
Visâli saçlarına takıp gelsen ne olur?
Tükendiğim bir anda çıkıp gelsen ne olur?
****************************************
Söz: Mücella Pakdemir
-----------------
Çok güzelin ötesinde yazmışsınız bu şiiri de Mücella hanım. Beyiniyle okudum. çok güzel şarkılara beste oalbilir diye düşünmüştüm, mesajda okuduğumda. Nitekimde sayın Kayışıl taafından bestelenmiş. Şarkısı da mutlaka çok güzel, güvtesi gibi lirik duygularla yüklüdür. Taktir ve tebriklerimle kutluyorum
sizi, özenli emeğinizi ve katkı sunan değerli dost şairleri. Selam ve esenlik dileklerimle. Kemal polat
Sizi ve sizin nezdinizde bütün dost kalemleri kutluyorum
Sensiz kalan sînemde yaban güller açmasın
Yeşerttiğim sevdamı hoyrat eller biçmesin
Ömür kısa sevdiğim, hasret ile geçmesin
Nazından, niyazından bıkıp gelsen ne olur? sevgili dost bu güzeş satırlar için sizi yürekten kutlarım harika bir şey olmuş yüreginiz sevgiyle kalsın saygılar sevgili dost .......
Hangi dîl karşı durur bu gönül rüzgârına,/ Dün gitti bugün geçti, söz mü kaldı yârına/ Bir düş vardı içimde, düştü Kaf Diyârına/ Bundan böyle hâlime bakıp gelsen ne olur... Enver Özçağlayan
Yürek işçiliği şiirinizi beğeni ile okudum, yürekten kutlarım, saygılarımla,
eyvallah
gönüller bir ola inş...
saygılar...
Çok harika yazılmış bir eser sanırım bu
beğeniyle okudum hörmet ve taktirlerimle
üstadım mutluluk ve başarılar dilerim
Çok anlamlı ve içi dolu bir eser
Elbette bestelenmeye değer
Ersin Kayışlı bu beste ile
Ününe Ün katacak elbette alkışa değer.
Kutlarım Pakdemir'liyi
Saygılarımla
K...U...T...L..U...Y...O...R..U..M
U....U......................................
T........T..................................
L..............L.............................
U.................U.........................
Y.....................Y.....................
O.........................O................
R.............................R............
U....................................U
M.......................................M
Bu şiir ile ilgili 160 tane yorum bulunmakta