Bazen nefes alamıyorum. Olduğum yerde sayıp, sayıları öldürmek istiyorum. Sonra ağlamak geliyor içimden. Yaşlar, yanaklarımı tavaf eder gibi akıyor. Belki ellerimle yanaklarımı siler şeytanı taşmalaya yardım ederim. Çok kötüyüm belkide kendime göre. Belkide çok iyi. Kime göre neye göre terazinin denge noktasıyım.
Kendime göre planlarım var. Nasıl olsa yine uygulanmayacak. Havada asılı balon gibi değil, kaderime partiye ile iliştirilen bir ayet şeklinde kalacak. Sadece zihnimi meşgul ediyorum. Diğerlerini unutup kendimi yaşamak istiyorum. Zahmetli bir iş değil ama fuzuli geliyor çokça. Ucube ruhların cirit attığı yerde güvenmek ikinci el hayat gibi. Fazlaca kullanılıp içi dışı zımparalanan. Kendimi iyiyim diye kandırmaya lüzumum yok. Mazgallara akan kirli su gibi sokaklarda, sokak lambalarının kafasını yaşamak var. Gündüz flu, gece orjinal. Yandıkça yakmıyor..
Elveda demek, tren garlarında trenlerin çıkardığı ses kadar üzgün. Feda edilen çakıl taşları gibi ezilmeye mahkum. Bende gitmeye ve ölmeye mahkumum. Içimde, sürekli ve daimi olarak. Gamzelerim asla tebessüm görmüyor. Yandığım kadar yanıyor. Birde yastığım hep yaşlı. Içimi gözümü kurutmak benim için zor değil. Yanımda kimse olmadığı için gözlerimi ve burnumu kızartmaktan da utanmıyorum. Utanç, üryanlığın emir kiri. Ne doğru yaptım ki neyi yanlış anlayayım. Ağladım ve geçmedi. Hala niyetim var sızlamaya. Ama yanaklarımın pembeleşmeye yüzü yok. Arımı kestim attım köpeklerin önüne. Kaliteli bir dengesizliğe sahip oldum. Arada manik depresifliğim tutuyor. Birer kaçak sigara yakıp tüttürüyoruz. Ve yakıyorum o yaktırıyor.
En sonunda ne mi oluyor?
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta