Bir günah işledim bin af diledim
Üstünde durmasan ne kaybederdin?
Hemen her fırsatta bir tokat gibi
Yüzüme vurmasan ne kaybederdin?
Neyin eksilirdi beni affetsen ?
Ne vardı kalbimi tekrar fethetsen !
Eve dönmez bir akşam;
Ve gün yüzlü çocuğu,
Sorar: Nerede babam?
Bakarlar, oldu, bitti;
Gelir, derler çocuğa,
Devamını Oku
Ve gün yüzlü çocuğu,
Sorar: Nerede babam?
Bakarlar, oldu, bitti;
Gelir, derler çocuğa,
Koskoca cenneti kaybedecek değiliz ya, ama bak beni kırmasan ne kaybederdin demiş... kaybedilen değerler bende karakteristik yerini bulmadıkça önümüze açılan sayfaların karanlığında bulamayacağın kadar derin yaraların izlerini arayanları bir gün bulmak isteyenlerin umudunu kaybederdim bence, sadece kalp kırmamanın yeterli olduğu bir dünyada fenerle aranmayacak cinsten olduğundan.
Çok güzel bir şiir.
Saygılarımla.
Sen ne kadar ön yargılı ve insanlıktan nasibini almamış
bir mahlukatsın. Yanan her masum can Yüce yaradanın
kuludur. Bu nasıl Din anlayışı. Kuran seni senin gibileri
reddediyor.
Başbağlar olayını dile getirmediğimi nereden biliyorsun?
Giriniz şiir sayfama *ERZİNCAN BAŞBAĞLAR* Başlıklı
destanımı göreceksiniz...
Sivas olaylarının olmasına vesile olanlar o gün otelde yakılan sözde aydınlardı ki, cuma namazı vaktinde millet cuma namazı kılarken, caminin önünde davul çalarak Müslüman halkı tahrik etmişler halk ta namaz çıkışında galeyana gelerek bu saygısızlığı protesto etmişlerdir. Tam o anda Derin devlet ajanları devreye girip otele kaçan tahrikçileri otelle beraber ateşe vererek olayların bir katliama dönüşmesine sebep olmuşlardır. Bundan bir müddet sonra Erzincan'ın Baş Bağlar köyünde aynı ajanlar tekrar devreye girip köydeki evleri ateşe vermişler, dışarı çıkan otuz küsur masum ve mazlum Müslümanı öldürüp hayvanlarını da telef etmişlerdir.
Bay Vezir, Sivas olaylarına ağıtlar yakarken, Baş Bağlar katliamına neden sessiz kalıyor acaba? Yoksa Sivas'ta yananlar can da, Baş Bağlar'da yananlar patlıcan mı? Hani sen adildin ve aydın bir şair ve ozandın? Seni aydınlatan İslam'ın nuru olmadığına göre, Cehennemin nar'ı olsa gerek?
MADIMAK SİVAS MEZALİMİ
İki temmuz günü kanlı Sivas'ta
Kara haber geldi yarene-dosta
Yurda şivan düştü, gönüller yasta
Madımağı ateşe verdi yobazlar.
Karanlıkta kobra gibi aktılar
Kurt gibi pusuya sinip yattılar
Kükreyip şer horozu gibi öttüler
Sırtlan gibi salya saldı yobazlar.
Din-iman deyip hücum ettiler
Top-tüfekle kapıları tuttular
Meşaleyi yakıp camdan attılar
Otuz yedi canı boğdu yobazlar
Oteli çevirdi baykuş sesliler
Cübbeli, sakallı, başı fesliler
Allah-Allah deyip şerden estiler
Sosyal aydınlara kıydı yobazlar.
Tekbir alıp naraları attılar
Selavatla masumları yaktılar
Sloganlar atıp, alkış tuttular
Taşla-sopayla vurdu yobazlar.
Çakıroğlu yazdı, destan eyledi
Derdini Mevlaya, çaldı söyledi
Göz yaşını arza, döktü ağladı
Hayır-hasenata saydı yobazlar...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
Sivas olaylarının olmasına vesile olanlar o gün otelde yakılan sözde aydınlardı ki, cuma namazı vaktinde millet cuma namazı kılarken, caminin önünde davul çalarak Müslüman halkı tahrik etmişler halk ta namaz çıkışında galeyana gelerek bu saygısızlığı protesto etmişlerdir. Tam o anda Derin devlet ajanları devreye girip otele kaçan tahrikçileri otelle beraber ateşe vererek olayların bir katliama dönüşmesine sebep olmuşlardır. Bundan bir müddet sonra Erzincan'ın Baş Bağlar köyünde aynı ajanlar tekrar devreye girip köydeki evleri ateşe vermişler, dışarı çıkan otuz küsur masum ve mazlum Müslümanı öldürüp hayvanlarını da telef etmişlerdir.
Bay Vezir, Sivas olaylarına ağıtlar yakarken, Baş Bağlar katliamına neden sessiz kalıyor acaba? Yoksa Sivas'ta yananlar can da, Baş Bağlar'da yananlar patlıcan mı? Hani sen adildin ve aydın bir şair ve ozandın? Seni aydınlatan İslam'ın nuru olmadığına göre, Cehennemin nar'ı olsa gerek?
"Evli olmasak ta keyfe kederdi"
"Gönül nikahımız bize yeterdi"
Cemal beyin ne menem bir dini inanca sahip olduğu bu iki mısraından gayet net olarak anlaşılıyor. Çünkü, bir Müslüman asla gayr-i meşru bir ilişkiye imza atıp da ardından da onu mugalata ile savunmaya kalkmaz.
İslam'da nikah denen bir şey vardır ki bu şimdi belediye nikahı ile de desteklenerek iyice sağlamlaştırılmaktadır. Zira nikahsız ilişkiler hem maddi hem de manevi yönden, gayet risklidir. Bu risk daha ziyade kadın tarafı için geçerlidir. Bu şair gibi düşünenler ne yazık ki ne dini kıstas ne de resmi mecburiyet kıstası tanıyorlar. Ardından da aydınlığı(!) hiç kimseye kaptırmazken nikahı savunan dindarları gericilikle ve yobazlıkla itham ediyorlar ki bu da cemiyetin ne hallere düştüğünün çok bariz bir tablosudur.
Ya Başbaşlar'da katledilen bir o kadar can ve yakılan evler ve de cami? Bu ne menem bir aydın düşünce ki, Sivas'ta katledilen ateistlere ve solculara ağıt yakıp methiyeler düzerken, Erzincan'da yakılan aynı sayıdaki masum ve mazlum müslümanlara lehine bir kelime bile edilmiyor? Sevsinler senin şairliğini, aydınlığını ve de tarafsızlığını bay Vezir!
Sen ne kadar ön yargılı ve insanlıktan nasibini almamış
bir mahlukatsın. Yanan her masum can Yüce yaradanın
kuludur. Bu nasıl Din anlayışı. Kuran seni senin gibileri
reddediyor.
Başbağlar olayını dile getirmediğimi nereden biliyorsun?
Giriniz şiir sayfama *ERZİNCAN BAŞBAĞLAR* Başlıklı
destanımı göreceksiniz...
İki şarkı dinlemiş
Üç kez dağları görmüş
Altıncıda ev almış
Yedincide herkese içki ısmarlamış
Sekizincide arsasına kulübe yapmış
On gibi arkasına yaslanıp aya bakmış
On sekiz gibi duaya kalkmış seccade aramış
Üstünde bir barış kuşu varmış
İşte o Allah'tan korkuyormuş
çünkü bir sevdiği varmış
İnsanlar paylaştıkları şeylerin anlaşılmamasını hiç sevmiyor.
İş anlamaya gelince de bütün değerler bir tartıda kalıyor ve
bazıları aşağı düşeceğini sanıyor tartıdan...
Yani benim balkonumda bir tartı yok unutulan cinsten.
Susmayacağı yerde her şeyi alttan alacak bir bahane ile insanlar
ve bazılarımız gerçekten de aç uyuyor.
Onların aynı günü açıklayacak bir planları yok bizim gibi.
Herkes denildiğinde aklının alabileceği üç kişi daha neden günaydın diyecek birini bile beklemiyor benim gibi?
Ama aynı dili konuşmaya gelince süresi hiç dolmayan bir mecazi yatırım hepimizi ayağa kaldırırken biraz olsun inanmak lazım, az da olsa düşünmek lazım.
Hangisini bulacak kar soğuğu sıcak şarapla diye de elindeki tek pahalı zevke şükretmekten aciz insanlar yaratmaya çalışıyorlar onlar bu durumda.
Ben aynı vicdanla biraz üzülüp daha iyi olsun isterken, onlar gazeteye bakmaksızın avaz avaz bağıran birini arıyor zihnimde. O mu bulacak Allah'ı çok korksa da derken benim için çoğu konu acizlikten. Ben sadece yalan söylemiyorum şu an, şair gibi. Bu bir dua değilse ne? HİÇBİR ŞEY !
Kim, rahmete layık ise, Allah-c.c- ona gani, gani rahmet etsin ve kimde azaba ve da lanete layık ise ona da layık olduğu şeyleri versin aminnn!
Allah-c.c- kim rahmete layıksa ona rahmet etsin ve kim de azaba ve de lanete layıksa ona da layık olduğunu versin amin!
Bu şiir ile ilgili 58 tane yorum bulunmakta