Bir günah işledim bin af diledim
Üstünde durmasan ne kaybederdin?
Hemen her fırsatta bir tokat gibi
Yüzüme vurmasan ne kaybederdin?
Neyin eksilirdi beni affetsen ?
Ne vardı kalbimi tekrar fethetsen !
Ne olur birazda bizden bahsetsen
Hep onu sormasan ne kaybederdin?
Evli olmasakta keyfe kederdi
Gönül nikahımız bize yeterdi
Şeytana uyupta bu kadar derdi
Başına sarmasan ne kaybederdin?
Yakamı tutmasan yargılar gibi
Ahiret gününde sorgular gibi
Her yerde hatamı sergiler gibi
Önüme sermesen ne kaybederdin?
Üstüme gelmesen sıkana kadar
Üzmesen canımdan bıkana kadar
Dağ gibi sabrımı yıkana kadar
Dilini yormasan ne kaybederdin?
Kanattın yaramı günbegün deşip
Paramparça oldun gözümden düşüp
Çılgın seller gibi haddini aşıp
Üstüme varmasan ne kaybederdin?
Hiç şansın kalmadı dönsende geri
Yitirdin verdiğim bütün değeri
Aşkına emanet ettiğim yeri
Bu kadar kırmasan ne kaybederdin?
Kayıt Tarihi : 16.3.2001 19:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Çok güzel bir şiir.
Saygılarımla.
bir mahlukatsın. Yanan her masum can Yüce yaradanın
kuludur. Bu nasıl Din anlayışı. Kuran seni senin gibileri
reddediyor.
Başbağlar olayını dile getirmediğimi nereden biliyorsun?
Giriniz şiir sayfama *ERZİNCAN BAŞBAĞLAR* Başlıklı
destanımı göreceksiniz...
MADIMAK SİVAS MEZALİMİ
İki temmuz günü kanlı Sivas'ta
Kara haber geldi yarene-dosta
Yurda şivan düştü, gönüller yasta
Madımağı ateşe verdi yobazlar.
Karanlıkta kobra gibi aktılar
Kurt gibi pusuya sinip yattılar
Kükreyip şer horozu gibi öttüler
Sırtlan gibi salya saldı yobazlar.
Din-iman deyip hücum ettiler
Top-tüfekle kapıları tuttular
Meşaleyi yakıp camdan attılar
Otuz yedi canı boğdu yobazlar
Oteli çevirdi baykuş sesliler
Cübbeli, sakallı, başı fesliler
Allah-Allah deyip şerden estiler
Sosyal aydınlara kıydı yobazlar.
Tekbir alıp naraları attılar
Selavatla masumları yaktılar
Sloganlar atıp, alkış tuttular
Taşla-sopayla vurdu yobazlar.
Çakıroğlu yazdı, destan eyledi
Derdini Mevlaya, çaldı söyledi
Göz yaşını arza, döktü ağladı
Hayır-hasenata saydı yobazlar...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
Sivas olaylarının olmasına vesile olanlar o gün otelde yakılan sözde aydınlardı ki, cuma namazı vaktinde millet cuma namazı kılarken, caminin önünde davul çalarak Müslüman halkı tahrik etmişler halk ta namaz çıkışında galeyana gelerek bu saygısızlığı protesto etmişlerdir. Tam o anda Derin devlet ajanları devreye girip otele kaçan tahrikçileri otelle beraber ateşe vererek olayların bir katliama dönüşmesine sebep olmuşlardır. Bundan bir müddet sonra Erzincan'ın Baş Bağlar köyünde aynı ajanlar tekrar devreye girip köydeki evleri ateşe vermişler, dışarı çıkan otuz küsur masum ve mazlum Müslümanı öldürüp hayvanlarını da telef etmişlerdir.
Bay Vezir, Sivas olaylarına ağıtlar yakarken, Baş Bağlar katliamına neden sessiz kalıyor acaba? Yoksa Sivas'ta yananlar can da, Baş Bağlar'da yananlar patlıcan mı? Hani sen adildin ve aydın bir şair ve ozandın? Seni aydınlatan İslam'ın nuru olmadığına göre, Cehennemin nar'ı olsa gerek?
"Gönül nikahımız bize yeterdi"
Cemal beyin ne menem bir dini inanca sahip olduğu bu iki mısraından gayet net olarak anlaşılıyor. Çünkü, bir Müslüman asla gayr-i meşru bir ilişkiye imza atıp da ardından da onu mugalata ile savunmaya kalkmaz.
İslam'da nikah denen bir şey vardır ki bu şimdi belediye nikahı ile de desteklenerek iyice sağlamlaştırılmaktadır. Zira nikahsız ilişkiler hem maddi hem de manevi yönden, gayet risklidir. Bu risk daha ziyade kadın tarafı için geçerlidir. Bu şair gibi düşünenler ne yazık ki ne dini kıstas ne de resmi mecburiyet kıstası tanıyorlar. Ardından da aydınlığı(!) hiç kimseye kaptırmazken nikahı savunan dindarları gericilikle ve yobazlıkla itham ediyorlar ki bu da cemiyetin ne hallere düştüğünün çok bariz bir tablosudur.
TÜM YORUMLAR (58)