Ne Kadar Saygı Görüyoruz Şiiri - Yorumlar

Hatice Hantal
133

ŞİİR


36

TAKİPÇİ

Türkler, tarih boyunca en eski türk toplumlarından bu yana,kadına büyük değer vermişler,adeta bir kutsal varlık olarak görmüşlerdir.
Kadın,daima erkeğinin yanında yer almış,ona güç ve ilham vermiştir.
Destanlarımızda ise kadın, erişilmesi zor olan bir ilahi varlık konumundadır.
Ve destanlarımızda ilk göze çarpan kadınlara duyulan sevgi,saygı ve sadakattir.
Destanlarımızda şehvet kokan,şehveti andıran,şehvet ile alakalı bir tek cümle yer almaz.
Türk kadını temiz bir ahlaka sahip,iffet timsali olarak gösterilir,övülür.
Okuduklarımızdan anlıyoruz ki,türklerin kadınlara verdikleri kıymet, önem ve hürmeti,başka hiç bir millet kendi kadınına göstermemiştir.

Tamamını Oku
  • Halenur Kor
    Halenur Kor 12.04.2014 - 23:57

    Ne yazık ki, kadına gereken sevgi ve saygıyı gösteremeyen bir millet olduk. Ben bunu televizyondaki dizilerde gösterilen yanlış hareketleri izleyen gençliğin, bu yanlış hareketlere gerek özenerek, gerek doğru sanarak taklit etmesine, sanatçı (!) kimliğiyle, her türlü çirkin özel hayatlarını sergileyen insanların, gençliği özendirecek yanlış programları sergilemelerine, yanlışları doğru gibi gösteren programlarda, lüks ve şaşaayı imrendiren dizilerin gençliği yanlış yollara sevk etmesine bağlıyorum.

    Ne yazık ki, aileler çocukları ve gençleri koruyamaz, ve söz geçiremez oldular. Türk milletine has değerler, hasletler git gide kayboldu. Buna biraz da, Almanya'da yaşayan, oranın âdetlerini doğrular olarak öğrenen, bunu Türkiye'de de sürdüren, önce yadırganan, sonra taklit edilen bir nesil de sebepler arasında...

    Eskiden tatlı bir utangaçlıkla yüzü kızaran, terbiyeli kızlar, nezaket ve saygı abidesi erkekler o kadar azaldı ki... Duyup yadırgadığımız çok şeyi, kendimiz yapar olduk. Öyle bir geçiş dönemiydi ki, nasıl ve ne zaman bozulduk anlayamadık...
    Ana babaya, öğretmene, büyüklerine gösterilen saygı, yerini arsızca, kabaca hareketlere bıraktı.
    Kadın, değer verildikçe, sevildikçe güzelleşir. Saygı duyuldukça saygı gösterir. Önem verildikçe yaradılışının özü olan sevgi ve şefkâti, kat kat, misliyle verir. Kadını hor gören, döven, azarlayan bir erkek ne kadar ahmaktır. Böyle yaparak, ona sunulacak sevgiyi ellerinin tersiyle iter. Horladığı kadından ne bekleye bilir ki? Aynı şekilde, erkeğine ihtimam etmeyen, aşağı gören, saygısızlık yapan bir kadın da, erkekten ne derece sevgi ve saygı bekleye bilir ki? Bence kadın da, erkek insan olarak eşittir. Fakat, kadın narin yapısı itibariyle, şefkâte ve korunmaya daha muhtaçtır. Erkek de bizim örf ve âdetlerimize göre, evin direği pozisyonundadır. Bir kadın, kendi de erkeğini saymalı, davranışları ve sözleri ile çocuklarına da örnek olmalıdır. Bu onun zayıf olduğunu göstermez. Akıllı bir kadın, istediğini kabul ettirmeyi, sanki erkeğin kararı gibi yaptırmayı bilir. Bunu dayatarak değil, doğruları tatlılıkla anlatarak, gönlüne girerek yaptırır.
    Sevgi ve saygı karşılıklıdır. Her insanın sevgiye ve saygı duyulmaya ihtiyacı vardır.

    Ne yazık ki, kadına yapılan saygısızlıklardan biri de, dergi ve gazetelerde sergilenmesidir. Kadın vücudu sergilenmemelidir. Sırf tirajı arttırmak için bu yola sapılmaktadır. Bu da, kadına saygıyı azaltmaktadır.

    Öyle güzel ve önemli bir konuyu işlemişsin ki sevgili Hatice'm, o güzel ve duyarlı yüreğinden öpüyorum seni... Kalemin altın değerinde. Hep yaz sevgili kardeşim...
    Diliyorum ki, Türk milleti, kendi güzel hasletlerinden sevgi ve saygı duymayı hiç yitirmesin. Diliyorum ki artık herkes mutlu yaşasın. Şiddet bitsin.
    Gönül dolusu sevgilerimle, güzellikler, mutluluklar diliyorum. Hâlenur Kor

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren 25.03.2014 - 22:57

    ' Herkes hak ettiği kadar değer görür ' derler. Ama sadece derler. Acaba gerçekten hak ettiğimiz değeri görüyor muyuz?... Sanmam... Toplumun değer yargıları öylesine yozlaştı ve darmadağın oldu ki. Bazılarına saygın, değerli gelen şeyler bir başka ideolojiye sahip gruplarca aşağılanıyor.Velhasıl, öz değerlerini kaybetmiş, acaip bir toplum olup çıktık sevgili Hatice' m... Bu güzel deneme yazını, tatlı dilini, düşüncelerini kağıda özgürce aktaran kalemini kutluyorum beğenimle. Sevgiler...

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay 20.03.2014 - 14:37

    Tamamen gerçek..... Tamamıyla doğruları dile getiren bir yazı...

    İlk Türk toplumlarında tanrılar bile 'dişi ve erkek' olarak eşitti... Hatta dişi tanrı, erkeğin de üstündeydi, zamanla ancak eşitlik sağlanabilmişti...

    Kadın, 'Hatundur, Katundur' Türk devletinde... Hakanın eşi, devlet işlerinin görüşüldüğü Kurultay'da söz sahibidir... Eşi ölürse, yerine kalır, yeni bir hakan işbaşına gelene kadar devleti yönetirdi...
    Bilinir ki, Hindistan'da kurulan Türk Devletleri vardı... Bunlardan Dehli Devleti'nin başına babası Şemsettin İltutmuş tarafından Raziye Begüm Sultan getirilmiş ve taht mücadelesi sonucu öldürülene kadar 'adil, cömert ve geleneklerine bağlı, yüksek ahlaklı' bir kişi olarak başarılı bir yönetim göstermiştir...

    Folklorumuz, kadın ile erkeğin 'yan yanalığının' en tabii örnekleriyle doludur... Halayımızda 'erkeği ile kol kola', çayda çıramızda etrafında oynanandır Türk Kadını...
    Harmanda erkeği ile, düğünde erkeği ile, savaşta bile omuz omuzadır erkeği ile Türk Kadını...
    İşte medeniyet budur, budur insanca yaşamak, budur 'eşitlik...'

    Çok teşekkür ederim yazınız için Hatice Bacım... Tebriklerimle, selam ve saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Leyla Gülsüren
    Leyla Gülsüren 19.03.2014 - 14:12

    Edep,onur,haysiyet,iffet,namus gibi ahlak kurallarına ne kadar riayet ediyorsak, toplumdaki değerimiz ve saygınlığımızda ancak o kadardır.

    Sevgili Hatice hanım, emeğinize ve yüreğinize sağlık,sizi canı gönülden kutlarım. Bizim kültürümüz, yaşam tarzımız İslama yakın olduğu için İslamı savaşmadan gönüllü kabul eden bir millet olmuşuz,sonra inkılaplarla yine gönüllü İslam dairesinden uzaklaşmışız. Ya da bize öyle öğretmişler.
    İnşallah milletçe kimliğimize döndüğümüz zaman, bütün taşlar yerine oturacaktır. Yani kadının yeri, erkeğin yeri, küçüğün büyüğün yeri, amirin, ustanın,alimin yeri değeri belli olacak ve iade edilecektir İnşallah. Saygı ve selamlarımla, antolojimde + 10

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal 19.03.2014 - 03:29

    Saygıdeğer Kardeşim Hatice Hanımefendi
    Büyük bir dikkat ve titizlikle yazınızı okudum. Bayağı emek harcanmış, ön araştırma yapılmış oldukça detaylı bir çalışma olmuş. Bundan ötürü kutluyorum sizi...
    Günümüzde değer yargılarının yozluğu ve maalesef ekonomik nedenler yanı sıra batı özentisi değer yargılarında büyük bir çöküşün, çürümenin yaşanmasına sebep olmuştur.
    Türk boylarının tarihini incelediğimizde henüz şamanizim dönemlerinde dahi kadınların ayrı bir yeri ve değeri olduğunu görürüz ki bunu sizde belirtmişsiniz. Kurulmuş olan on altı Türk devleti bu gelenek ve göreneklerinden ödün vermediğini görürüz. Kadının yeri erkeğinin yanı olmuş gerekirse erkeğiyle birlikte cenklere katılmıştır...

    Bu gün yaşanan yozlaşma ekonominin getirisi olmuştur. Kadın bir meta olarak reklamlarda ulu orta teşhir edilmiş ve buna göz yumarak kadına hakaret edilmiştir...

    Yine günümüzde aile kurumu çoğunlukla ekonomiye dayalı iç şiddet yaşamakta ve o aile çatırdamakta, bölünme parçalanmalar yaşamaktadır. Bölünme yoksa bile şiddetin yaşandığı bir ortamda çocuklar büyümekte ve o travmalara maruz kalmaktadırlar...
    Aslında oldukça kapsamlı bir konu. Sayfalarca yorum ve görüş bildirilse dahi net bir sonuca ulaşılamayacak enginliktedir.
    Çalışmanızı kutluyorum Hatice Hanım.
    Selam ve saygılarımla. Esen kalınız.

    Cevap Yaz
  • Şemsettin Ağar
    Şemsettin Ağar 17.03.2014 - 20:49

    Kalemin kavi yüreğin huzur bulsun üstadem.Her daim saygıyı hakeden olacaksın inşallah.

    Cevap Yaz
  • Necdet Erem
    Necdet Erem 15.03.2014 - 21:59

    Hatice Kardeşim TAM PUANIMLA tebrik ederim.
    Gerçekten çok önemli bir konuyu çok ustaca bakış açısı kazandırmış,
    geçmiş ve günümüzdeki yaşanan pratik hali ile gözler önüne sermişsiniz.

    Mükemmel bir araştırma eseri olduğu her kelimesinden belli.

    Yazdıklarına harfi harfine katılıyorum.
    Yazınızdan alınacak çok değerli paragraflar var.

    Ben kadının değeri adına özet olarak şunu söyleyebilirim.
    Her şey bir şeyler üretir. AMMA KADIN İNSAN ÜRETİR.

    İnsan varlıklar arasında ne kadar değerli ise,
    Kadının değeri de ürettiği mamulü ile değerlendirilmelidir derim.

    Tabi bu yozlaşma her şeyin değerine ekonomik bir gözle bakıldığından dolayı kadının cinselliğinden de ekonomi adına faydalanılmış ve sizinde temas ettiğiniz gibi KADIN MAALESEF bir reklam aracı olarak iffet ve hayasından soyutlanarak VAHŞİ KAPİTALİZMİN KAN DAMLAYAN DİŞLERİ ARASINDA CAN VERMEYE MAHKUM EDİLMİŞTİR.

    Dünya iffetini kaybetmiş kadınların ahlaksızlıkları yüzünden yaşanmaz duruma geldi.
    İnsan onuruna yakışır bir hayat standardına uygun yaşanabilir bir dünya kurulabilmesi için yine KADININ KUTSAL DEĞERLERİNE DÖNÜP insan gibi insan yetiştirmesine bağlı olduğuna inanıyorum.

    Değerli yazınızdan dolayı tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.
    İyi ki varsınız.

    Allah sizin gibi düşünen iffet abidesi kadınlarımızın (eli öpülesi analarımızın, güven kaynağı bacılarımızın, göz nuru gönül süruru eşlerimizin) sayılarını dünyayı içinde bulunduğu karanlıkları aydınlatacak kadar artırsın.

    Allah'a emanet olunuz.
    Selam ve dua ile.

    Cevap Yaz
  • Necdet Erem
    Necdet Erem 15.03.2014 - 21:50

    Hatice Kardeşim,
    TAM PUANLA tebrik ederim.

    Gerçekten çok önemli bir konuyu çok ustaca, geçmiş ve günümüzdeki yaşanan pratik hali ile gözler önüne sermişsiniz.

    Mükemmel bir araştırma eseri olduğu her kelimesinden belli.

    Yazdıklarına harfi harfine katılıyorum.
    Yazınızdan alınacak çok değerli paragraflar var.

    Ben kadının değeri adına özet olarak şunu söyleyebilirim.
    Her şey bir şeyler üretir. AMMA KADIN İNSAN ÜRETİR.

    İnsan varlıklar arasında ne kadar değerli ise Kadının değeri de ürettiği mamulü ile değerlendirilmelidir derim.

    Tabi bu yozlaşma her şeyin değerine ekonomik bir gözle bakıldığından dolayı kadının cinselliğinden de ekonomi adına faydalanılmış ve sizinde temas ettiğiniz gibi KADIN MAALESEF bir reklam aracı olarak iffet ve hayasından soyutlanarak VAHŞİ KAPİTALİZMİN KAN DAMLAYAN DİŞLERİ ARASINDA CAN VERMEYE TERK EDİLMİŞTİR.

    Dünya iffetinin kaybetmiş kadınların ahlaksızlıkları yüzünden yaşanmaz duruma geldi.
    İnsan onuruna yakışır bir hayat standardına uygun yaşanabilir bir dünya olabilmesi için yine KADININ KUTSAL DEĞERLERİNE DÖNÜP insan gibi insan yetiştirmesine bağlı olduğuna inanıyorum.

    Değerli yazınızdan dolayı tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dilerim.
    İyi ki varsınız.

    Alla sizin gibi düşünen iffet abidesi kadınlarımızın (eli öpülesi analarımızın, güven kaynağı bacılarımızın, göz nuru gönül süruru eşlerimizin) sayılarını dünyayı içinde bulunduğu karanlıkları aydınlatacak kadar artırsın.

    Allah'a emanet olunuz.
    Selam ve dua ile.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Ünsal
    Mahmut Ünsal 15.03.2014 - 19:30

    Benim Çok çok değerli kardeşim Hatice hanımefendi.
    Sizin bu yazdığınız vaki tesbitleriniz maalesef yerinde ve doğru tesbitler. Aslında bu yazdığınız sadece antoloji sütununda değilde herkesin görüp okuyacağı,bu müthiş yazıdan etkilenip öz eleştiri yapılmasına vesile olabilecek herkesin görüp okuyabileceği bir yerlerde yayımlanması lazım. Sizin gibi asaletini, İSLAM ve TÜRK kimliğini önde tutan saygı değer hanım efendiler,de ALLAHIN izniyle mevcut.Bakın eskiden umuma açık olan binalarda dış kapı girişine [ EDEP YA HU ] ibaresi yazılırmış Ben günümüzde bu ibarenin olduğu bir iki yere rastladım. Bnimde rahatsız olduğum sizin şikayetlerinizi ben insanların git gide maneviyattan uzaklaşmasına bağlıyorum. Şahsen elimden dua etmekten başka bir şey gelmiyor. Yüce ALLAH Müslümanım diyen herkese İslami şuur ihsan etsin. Sizi canı gönülden tebrik ediyorum. ALLAH tüm yakınlarınla birlikte yar ve yardımcın olsun. Sevgi selam ve muhabbetlerimi arz ediyorum.

    Cevap Yaz
  • Bedri Tahir Adaklı
    Bedri Tahir Adaklı 15.03.2014 - 13:42

    Efendim çok güzel bir yazı,
    bu mükemmellikleri nazara
    verirken ne yapılması gerektiğini
    ve nasıl olmamız gerektiğini de
    söyleyivermişsiniz. Evet ben
    her ne kadar İstanbul'da doğmuş
    olsam da köyde büyüdüm, İstanbul'dan
    nezaket dersi, köyümden de sefahatten
    korunmayı öğrendim.
    Bunları sizlerden dinlerken, tekrar
    hayatımın adapla ilgili yönlerini
    gözden geçirmiş oldum. Bu yazınızı
    Yeni Asya gazetesi pazar ekine (ELİF)
    gönderiniz istifade edilsin.
    EFENDİM ÇOK ÇOK TEŞEKKÜRLER EDER
    SAYGIYLA SELAM EDERİM.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta