Doksanlı yılarlın başıydı Baykal hep doğru konuşuyordu. Üst üstte kurultaylar oluyordu fakat Türkiye de delege seçimi ve seçilen delegelerin işlevi seçenlerin işaretleriyle sınırlı olduğu için bir tülü seçim kazanamıyordu. Ankara Gaziosmanpaşa’da alternatif genel merkez kurdu. Hep muhalif oldu, ben Baykal’a bayılıyordum…
Baykal CHP Genel Başkanı olduktan sonra parti içinde başka doğru söyleyenlerde çıkmaya başladı. Üstelik onlar doğrularlını Baykal gibi keskin bir çizgide değil, parti içinde yapıyorlardı. Fakat bir aksilik oldu, Baykal kendi oluşturduğu disiplin kurullarında muhalifleri yargılatıp ihraç ettirdi, bu baskıya boyun eğenler köşelerine çekildiler, bazıları mahkeme kararıyla geri döndü. Sosyal Demokrasiye inancından hiç kimsenin şüphesi olmadığı Ertuğrul Günay liste dışı bırakıldı. Baykal’ın Meclise taşıdığı Vekillerin bir kısmı sosyal demokratlıkla alakası yoktu. Onlar kendi çıkarlarının gerektirdiği her türlü havada her türlü göbek atabilen siyasi oryantellerdi. Şimdi bir kısmı DYP, ANAP, AKP gerdan kırmaya devam ediyorlar.
Bu kişilerin davranışlarını asla sorgulayamayız, buna hakkımız yok, onlar olması gerektiği gibi davranıyorlar, bu Sayın Deniz Baykal’ın utancıdır. Ertuğrul Günay ve benzer solcuları liste dışı bırakıp, bu tüccarları meclise taşıyan Baykal’dan Başkası değildi… Peki sizce Baykal ne kadar Demokrat?
Başka bir konu…
Altı ay ömrü kalmış bir parlementoya 7 yıl görev süresi olan Cumhurbaşkanı seçtirmek ne kadar demokratlıktır? Bu ülkede ne yazık ki siyasal iktidarlar kendileri konuştuğu ve yelkenlerine hava doldurdukları sürece demokrasi tıkır tıkır işliyor. Hemen hemen bütün sivil toplum örgütlerinin karşı çıktığı, milyonların meydanlara aktığı bir dönemde, sen bütün seslere kulaklarını tıkar “YA SEN YA BEN YA O” dersen, birileri gecenin bir vakti çıkar ortaya “O KADAR KOLAY DEĞİL” der. Tandoğan meydanında yükselen seslere kulak tıkayıp “indirilmiş kıtalar” diye küçümseyen sen değilmliydin. Bak şimdi indirilmiş kıta nasıl oluyormuş gördün. Sen dilediğini yapacaksın, senin söylediğin her şey hayata geçecek bu demokrasi olacak, ben birşey söylediğimde “AL ANANI GİT” peki sizce Sayın Erdoğan ne kadar demokrat?
Başka bir konu…
Televizyon kumandamızı elimize alıp kanal sıralamamıza bakalım, Sohw tv, Kanal D, atv, Star, ilk dört sırada bunlar var demi? Son dört bucuk yıllık yayın akışına bir bakın, arka arkaya 2 dizi bir yarışma programı, NTV CNN Türk güney Amerikanda futbol maçları yayınlıyor. Sizce aydın Doğan, Cem Uzan’dan daha çok mu Vatan sever? Diğer islami kanallarda başka alem “kalp gözü, sırlar dünyası” oyunculuk rezalet, drama rezalet, tv başında veriyorlar afyonu şapşal şapşal bu kepazelikleri izliyoruz, sonrada birileri kalkıp 23 Nisanda Kuran okuma yarışması yapılıyor, 7 yaşındaki kız çocukları türbana bürünmüş temsiller canlandırıyor denildiğinde “halk iradesine darbe” diyoruz. Genel Kurmayın bildirisindeki hangi noktaya “Canım sende ne alakası var” diyebiliriz? Peki hangimiz oy verdiğimiz siyasi partinin seçim bildirgesini okuduk, hangimiz söylenen vaatlerin takipçisi olduk? Uzak doğuda bizce basit gibi görünen bir ihmalden ötürü intihar eden siyasileri anlayamıyoruz demi? Adam mitink meydanında şöyle diyor “bide beni deneyin” yüce milletimde diyor ki “birde bunu deneyelim” İnsan ömrünün 60 yıl civari olduğunu düşünecek olursak, yahu hangi akıl mantık dört bucuk yılı bir denemeye tabi terk edebilir?
“Halklar layık olduğu şekilde yönetilir” sözü çok doğrudur, biz daha iyisini zaten hak etmedik. Eğer yarın sabah uyandığımızda sokağa çıkma yasağı ilan edilmişse ben üzülmeyeceğim…
Murat Demirci
Murat DemirciKayıt Tarihi : 28.4.2007 19:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
27 Nisan'a dair...
KUTLARIM.
TÜM YORUMLAR (1)