Ne Kaa Köfte O Kaa Ekmek/Ne Kadar Gerçeğ ...

Gerçek ve Yaşam
......İnsan, toplum ve ülke.Gerçek bu kavramlara hangi oranda girmişse o kadar gelişmişlik ve anlamlı yaşama olur.Az gerçeklik az anlamlı yaşamak anlamına geliyor.Yurdum insanına baktığımız zaman gerçeklerden daha bir uzak ve acı yaşıyor.Yurdum insanı mutlu değil mutlu yaşadığını sansa bile ve hatta maddi durumu yerinde olsa bile mutlu değil.
......İnsanlar gerçeği yaşayamadığı zaman bir şeylere sığınmaya başlar.Aşırı kendini dinine verme ya da dini ibadetleri abartma(Tabi ibadetlerini abartmayanlar da var) ,alkole sığınma,paraya,bu
lunduğu konuma sığınma (statü,kariyer vs) ...Oysa insan mutlu değildir avunur avunur hep.Sığındığı şeyler onu asla mutlu etmez.Burada sıkıntı insanın gerçekleri bir türlü yakalayamaması ve yaşamı anlamlandıramaması.
......Yaşam ne ile anlamlanır.Yaşam doğayı,insanın kendisini,başka insanları tanımayla olur.Yaşamı tanıma aracımız nedir acaba? Tabiiki bilim.Neden Türkiye'de 13 milyon ilk ve orta öğretim öğrencisi ve de üniversite öğrencileri sabah kalkıp okullara koşarlar,tabiiki bilim için.
......Evet ne kadar bilim o kadar anlamlı yaşamak.Diyarbakırlı köfte satan kardeşimiz müşterisine şöyle demiş:'Ne kaa köfte o kaa ekmek'.Ben de diyorum ki ' ne kadar bilim o kadar anlamlı yaşamak.'
...... Bir de insan yaşamında matematik biliminide hiç eksik etmemeli.
Yaşam kar-zarar muhasebesidir.Mesela doktorlar hastalara ilaç verirler.İlacın yan etkileri vardır.Bir doktor şöyle demişti(kendisini saygıyla anıyorum) :Duvara çarpmak insana çarpmaktan iyidir.İşte kar zarar hesabı bu.Bazı insanlar pire için yorgan yakarlar.Yani basit şeyleri gurur edinirler gururları öne geçer de mantıklı düşünemezler.Hatta bilimsel düşünemeyen, bilimden nasibini alamayan insanlar da kendileri için yaşayamazlar.
Onlardan hep şunu duyarsınız:Bana eller,başkaları ne der.Hatta başkaları şu, bu diyecek diye yaşamlarını zorlaştırırlar, zorlukları göze alırlar.Kendilerini, sırf başkaları şunu bunu söylemesin diye zora sokarlar.İnsan ne kadar gerçekleri öğrenebilirse
yaşamının kaptanı kendisi olur.Bazan toplumda anlamsız düşünceler,gelenek ve görenekler olur aklımız ve mantığımız bunu algılasa bile öz güven yokluğundan bu yanlış gelenek ve göreneklere boyun eğeriz.Oysa güçlüysek ille de başkalarının yanlışını yaşamak zorunda değiliz.
Yanlış bulduğumuz, sevmediğimiz şeyleri yaşamak aslında kendimize saygısızlıktır.Yaşamı başkalarının ipoteğine vermek onlar şöyle böyle konuşur diye korkaklığını kabullenmek kişiliğimize saygısızlıktır.Kendimize karşı sorumluluğumuzu yerine getiremediğimizdir.

Dostlarıma sevgilerle

Deltaseiks
27.12.2006