Ne haber? Şiiri - Mehmet Çoban

Mehmet Çoban
1967

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Ne haber?

Kıştan öte ne var bahardan başka?
Baharların kökenindeki kışlara
Kalemden hüzün damlarken mısralara
Fikirler de ulaşacak mı baharlara?

Söylem etnik, ideolojik, mezhepçilik
Ne varsa kelime ekinde çülük, cılık, cilik
Dayatırken kendini fikir üstüne bencillik
Gelir mi kışlar üstüne, baharlardaki dirlik?

Seni senden, beni benden ayıran düşlere
Fikir diye ortaya çıkan bencil gülüşlere
Sırıtkan bakışlar sergilenirken hayranca
Akıl, sormak gerek yerinde mi acaba?

Almış eline silahı, ateşi, bıçağı, taşı
Kalpte kin, nefret, öfke, veriyor telaşı
Düşün, de sen buna insanlık, arın varsa?
Toplarken çıkarcılar arka planda parsa

İnsanım ben dayanmaz kalbim buna
Sesim yükselir insanlık dışı davranışlara
Karşı çıkmayanlar yakanlara, yıkanlara
Sorgular mı kendilerini insanlık adına?

Kin ortada dolapçı beygiri gibi dönerken
Laftan öteye gitmeyen sevgi söylenirken
İnanç var mıdır birlik dirlik sözlerine?
Kardeşlik, barış, özgürlük söylemlerine?

Boynum bükük ortada söylenenlere karşı
Kapatıyorum kulaklarımı kine öfkeye karşı
Her türlü ırkçılık insanlık değildir erdemde
Hayır dedim, döndüm kalbimdeki sevgiye

Ne haber dostum, gelir miyiz kendimize?
Set çekilir mi ırkçılık adına söylenenlere?
İnsanca konuşmalarımız var insanlık üzerine
Acaba inanır mıyız, kendi söylediklerimize?

Yoksa büyük bir kandırmacanın peşinde
Rüzgârlar önündeki yaprak misali hem de
Riyakârca söyler, güler miyiz kalbimizle?
Dalga geçerken gerçekler, akıl basar mı yere?

21.12.2009 – İzmir

Mehmet Çoban
Kayıt Tarihi : 21.12.2009 00:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Uzun gelirse okumayabilirsiniz! GERDİRİLMİŞ GÜNLER • Gerdirilmiş günler sadece gerdirenlerin arkasındaki çıkarcıların işine yarar. Hayat tecrübem bana, gün yüzünde olayları, hayatı gerdirenlerin hayatlarının perişan olduğunu söyler. Gün yüzünde olayları gerdirenler, ya bir fikre inanmışlardır, ya da kışkırtma amaçlı olarak tutulup kullanılanlardır. • Ülkemizde yaşanan olaylar. Her defasında gün yüzünde olay çıkaranların mağdur olduğu, arkasındaki güçlerin çıkar sağladığıdır. Çıkar güçlerinin ideolojileri, dinleri, milliyetleri, mezhepleri, ırkları yoktur. • Ülkenin yasalarının insana değer verişi açısından yetersiz olduğunu biliyoruz. Fikirler baskı altındadır. Ülkemizde belirli ideolojiler, cilik, cılık, çülük ekleriyle güçlendirilerek halkımıza zorla kabul ettirmeye çalışılmaktadır. Bunların neler olduğunu eklerin önündeki kelimelere bakarak anlayabilirsiniz. • İnsanların ırkı, dini, mezhebi, siyasal görüşleri, ideolojileri, diğer insanlara baskı yoluyla kabul ettirilmeye çalışıldığında ortaya sadece kaos çıkar. Ne yazık ki, dünyada kurulan devletlerin hemen hepsi, dost düşman kavramlarıyla kendilerine mitler oluşturarak dayatırlar. Oluşturulan mitler, dostlardır, düşmanlardır. Kahramanlar hainlerdir. Hâlbuki sosyoloji ve felsefi açıdan meseleye bakarsak her mit bir dogmadır. İşin içine dogmalar girdiğinde fikir ortadan kalkar. Şablonlar, akla, muhakemeye, duygulara egemen olur. Durum bu noktaya geldiğinde artık hiç kimse gerçeklere göre algılamaz, düşünmez. • Baskı gücü ne kadar fazla ise, insan hakları o kadar çiğnenir. Onun için terör, anarşi, baskı güçlerinin gücünü zayıflatmak için provoke edilir. Zira baskı gücü ne kadar zayıflatılırsa insan hakları o kadar çok elde edilir diye inanılır. Böyle bir düşünce sol ideolojinin olaylara yaklaşımıdır. Ancak her anarşik olay, çıkar güçlerinin ekmeğine yağ sürer. Tarih şahit olmuştur ki, solun çıkardığı bir çok anarşik olayın ardından kapitalistler çıkmıştır. Anarşik olayların içine katılan provokatörler aracılığıyla olaylar insan hakları çerçevesinden çıkartılarak, insan haklarını çiğner haline getirilir. Bugün elinde taş, silah, Molotof kokteyli, havai fişekler olanların saldırdıkları yerlere bakınız. Baskı güçlerinden çok halkın evlerine, işyerlerine, arabalarına zarar vermektedirler. Zarar verdiklerinin hemen hiç biri onlara baskı yapanlar değildir. Aksine belki içlerinde onları sonuna kadar destekleyenler vardır. • Şimdi olayların seyrine iyi bakınız. Ortada terör var. Anarşi var. Öyleyse zarar görenlerin zararları ne şekilde kapanacak? Çözüm iki tane. Birincisi devlet karşılayacak. Devlet nereye kadar karşılayacak? Ne kadar karşılayacak? Belli mi? Çoğuna devletin karşıladığı miktar yetmeyecek. O zaman ikinci çözüm gelecek. Yani evler, işyerleri, arabalar, teröre, anarşiye karşı sigortalanacaklar. Dolayısıyla sigortalama işleri artacak. Sigortacılar müthiş para kazanacaklar. Tabi normal koşullardan daha ziyade sigorta primleri artacak. Halk korkusundan primine falan bakmayacak. Beş kişinin evi, işyeri, arabası yakıldıysa, yüzlerce, binlerce kişi sigorta yaptıracak. Şimdi sorabilir miyiz? Bu işten kimler kazanacak? • Günümüzde hayatın tüm dinamikleri çıkarlar üzerine kuruludur. İnsanların sevgiye, saygıya dayalı paylaşım değerleri, batı dünyasının maddiyatçı ideolojileriyle yok edilmiştir. Ülkemiz yüz yıllardır, özellikle cumhuriyet devrinde bütün değerlerini batıya kurban ederek yürümüştür. Kendi özlerinden vazgeçerek, batılı gibi düşünmeyi, yaşamayı, giyinmeyi erdem edinenler, değerler açısından sürekli bindikleri dalları kesmişlerdir. Çıkarlara göre hareket eden, aklına, muhakemesine, kalbine uyan politikacılar, kendileriyle hesaplaşacak vicdani, imanı değerleri çağdışı ilan etmişler. Bu rağmen vicdani, imanı değerleri çıkarlarına istismar ederek çıkarlarının yolunda gitmişlerdir. Yıllarca süren bu yürüyüş ne yazık ki, günümüzde insan kanından beslenir hale gelmiştir. • Bu gerçekleri görmeyenler. Vatan sağ olsun yazgısında binlerce insanın ölümüne neden olurken, ne kanı durdurmak için, ne de vermedikleri insan haklarını vermek için kıllarını dahi kıpırdatmamışlardır. • Baskıcı güçler, etnik, ideolojik baskılarını artırırken, karşı olanlar da ne yazık ki aynı yoldan, etnik ve ideolojik haklarını ele geçirme yoluna gitmektedirler. • Baskıcı güçleri ortada görünen, asker, polis, mahkemeler zannetmeyin. Baskıcı güçler, halkın üzerinden çıkar sağlamak için politika üretenlerdir. Ortadaki güçler, sadece görevlerini yapmak için emri yerine getiriyorlar. Çoğunun işlerin arkasında ne dolapların döndüğünden haberi yoktur. Eminim ki çoğu ülkeyi korumak üzere seve seve kendilerini feda edecek yapıdadırlar. Bunların baskıcı güçlerle ilgisi yoktur. Baskıcı güçler halka dayatılan ideolojiler, fikirler, anlayışlar ve yaşam ile, halk arasında kaos çıkararak kendilerini kutsayanlardır. Onlar bilerek ve isteyerek mitler üretirler. Onların yaşaması ve çıkarlarını koruyabilmesi için toplumda sürekli düşmanın, düşmanlığın olması gerekir. Onların dostları, kahramanları, toplumdaki düşmanlarla, düşmanlıkla varlıklarını sürdürürler. Dolayısıyla onların dostları, kahramanları topluma egemen oldukça onlar çıkarlarını devam ettirirler. • Anlayacağınız gerdirilmiş günler, aslında düzenin daha iyi disipline edilmesi, gücünün denenmesi, baskı sürecinin daha iyiye getirilmesi doğrultusundaki çalışmaların bir uzantısıdır. Rahatlık, huzur hiçbir zaman çıkarcılara çıkar sağlamaz. Aksine rahat ve huzur ortamları çıkarcıların, düzenlerinin sorgulanmasını gündeme getirir. • Bugün mevcut düzenin sorgulanmasından yana olmayanlar gerdirilmiş günleri gerdirenlerdir. Tanıdınız mı?

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muhiddin Ateş
    Muhiddin Ateş

    Her zaman olduğu gibi

    Cevap Yaz
  • Mehmet Asisa
    Mehmet Asisa

    Haberler çok kötü üstadım. Çok kötü. Çıkarlar almış başını gidiyor. anlamlı çalışmanızı ve makalenizi kutluyorum üstadım.

    Cevap Yaz
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Başarılarınızın devamını diliyorum

    Cevap Yaz
  • Sinan Karakaş
    Sinan Karakaş

    Evet ne yazık ki her bahar gibi görünen yeşillikler saçmıyor, bu işin bir de sarıya çalan ve sona ,kışa götüren baharı var, hepimiz yeşil baharı sunduğumuzu sanıyoruz, inşaallah yeşildir baharlarımız, sarıya kaçıyorsa o zaman yandı gülüm keten helva, kutluyorum değerli çalışmanızı Selam ve Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Hicran Yıldız Cantimur
    Hicran Yıldız Cantimur

    Kin ortada dolapçı beygiri gibi dönerken
    Laftan öteye gitmeyen sevgi söylenirken
    İnanç var mıdır birlik dirlik sözlerine?
    Kardeşlik, barış, özgürlük söylemlerine?

    Ne güzel söylemişsiniz.Saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (17)

Mehmet Çoban