Nefsin, irâdeni takmış sürükler;
Kibrin, bencilliği durmaz körükler;
Dilin, her günâhı şeytana yükler;
Sana, senden başka düşman ne gerek!
Bâtılı hak bilir, yola çıkarsın;
Rüşvet diye, türbede mum yakarsın;
Mavi boncuk takar, fala bakarsın;
Putlar mekânında, akıl ne gerek!
Hasta anan gezer, baston değnekle;
Mayısın haftası, gelsin ki bekle...
Borç ödersin, sene de bir çiçekle,
O kırık vazoda, çiçek ne gerek!
Bülbüle ne fayda, o güzel sesten?
Sanma ki; mutludur, altın kafesten,
Hangi tâc değerli, hür bir nefesten..
Vicdânı susturan, servet ne gerek!
Güyâ doyurmakla, bir kaç fakiri;
Sanma ki; arınır, servetin kiri..
Bir elin Kur'ân'da, kadehte biri;
Münâfık sözüne, sözlük ne gerek!
Yıllar, seller gibi akıp giderken,
'Kâbe' diyenlere, dersin ki: 'erken! '
İsrâfil, kıyâmda Sûr'a üflerken;
Berzâh kapısında, 'eyvah! ' ne gerek!
Bir 'moda' salgını, almış yürürken;
Varlık şuurunu, şehvet bürürken;
Hevâ toprağında, tohum çürürken;
Bu batak tarlada, harman ne gerek!
Hak diyene, kara damga vuranda;
Dürüstlüğü, aptallığa yoranda;
Zekâttan kaçmaya, fetvâ soranda,
Kara servetlere, hayret ne gerek!
Yalandır.. Dünyada bütün alkışlar,
Bunu haykırıyor, dikili taşlar..
Ölümsüz yolculuk, ölümle başlar;
Sana, Hak'tan başka, bir dost ne gerek!
Ey! Bugün kendini aldatan insan;
Yarın bakacaksın, karşında Mî'zân..
Haydi.. Göster artık, birazcık iz'ân,
Daha bundan başka, gerçek ne gerek!
(1992)
Cengiz NumanoğluKayıt Tarihi : 4.12.2010 23:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!