Bu gecenin sabahında aklımda olmayacaksın.
Güneş tüm şehvetiyle kızıla boyarken gökyüzünü,
Seni güneşe benzeten biri olmayacak.
Günün ilk ışığı penceremin mermerinden yansımayacak gözüme.
Odam tüm sessizliğiyle önceki sabahları arayacak,
Duvarlarımın ezberlediği nakaratlar inzivaya çekilecekler.
İki sinek vızıldayacak ben rüyamı görürken.
Öğle vakti uyanırım herhalde,
Kalkar penceremden şehr-i İstanbul’u çekerim ciğerlerime.
Dolabı açıp iki dilim beyaz peynir atarım ağzıma.
Öyle ya bu sabah mezeye katılmayacak onlar, birkaç dilim fazladan yiyebilirim.
Başım da ağrımaz belki.
Deniz kenarında bir yere oturum, boğazı izlerim saatlerce.
Geceden yaptığım ufak gemiyi bırakırım suya.
Akşam tam güneş battığında, ay gökyüzünde sahte sahte görünürken,
Ya da artık karanlık hakim olup mehtap vururken gözlerimin içine,
Gözlerimde gözlerinin rengi olmayacak.
Dalgaların sesi karışmayacak gecenin anason kokan yağlı boya tablosuna,
Bu gece değil.
Bir sonraki gece de karışmayacak.
Ve sonraki gece de.
Uykusuz kaldığım geceler de olacak elbet,
Yeniden anason kokacak yastığım,
Duman tekrar kaplayacak odamı,
Kim bilir yeni melodiler mırıldanabilir dilim,
Hiç duymadığı melodilere alışabilir.
Hatta seninle ama sensiz,ya da sensiz ama seninle geçirdiğim bu son geceyi hatırlatıp,
Anlık duraksatabilir beni.
Sadece bir anlık düşürebilir aklıma, yüzünü, sesini,
O da bir tebessüm kondurur yanağıma.
Bu gece kıvrıldığımda yatağıma,
Senden kalan,
Bir tebessüm olur.
Ne eksik,
Ne fazla.
Kayıt Tarihi : 29.6.2009 03:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!