Batılı kendi hal ve tavrında inkar etme.
Bu hayatta dizeler türkü doludur.
Nağmesi yıllar yıllı akan yüreğin çeşmesidir.
Ne mi olaydın der şarıl şarıl akan su.
Dert dolu yüreğime, bir avuntu olaydın.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Yaşamın en içli yalnızlıklarında sevgi.
Geçmişin saksılarında kalan tohumlarda.
Birde beni bulaydın.
Çünkü her geçen gün de unutulur kimi kez.
Ne mi olaydın, Ah bir sen olsaydın.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Dağ başındaki kar gibi erir biteriz akmak için.
Yine de sonu olmalı tüm bunların.
Sevgi dolu gönlüme şems vakti dualarla
Gönül kuşu olaydın.
Ne mi olaydın, içinde bir tek seni.
Bir de aşk olan beni bulaydın.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Yürekte açılan yaraların lokmanı gel.
Dünyayı kucaklayan duaların sahibine.
İçinde bir tek seni, bir de beni bulaydın.
Defterde anılar, birkaç dörtlük seni düşündüm.
Aklını bir b/akışta alanın çilesi büyüyor insanın.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Dua küçük bir ev yapmış sinelere.
Gece doğan güneşi bile kapıdan alırlar.
Çocukken sularda yüzdürdüğümüz gemi değildir gönül.
Sevgini düşünüyorum, zaman gel yeniden sohbet edelim.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
At misali an’larda, yıllar boyu yaşanan.
Başının tacı ettiklerin, değişmesin içinde.
Sende uzakta durma öyle.
Dünya aynası yarın değiştirir yüzünü.
Bağışla cilve atma kabirbaşında seni söyleşecekler.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Serçelerin yüzünü çizmiş ressam, kanatlarını şaire bırakmış.
İnce, narin bir bülbül şimdi bakıyor sen uykudayken pencereden.
Bu aşka elveda de geç..
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Anılar ve sevgilerin değiştiği çağdayız.
Arzuhalimizi hangi kelimeler anlatsa şems vakti duaya.
G/özümüz dilsizdir, hasretimizle üryandır ölüm.
Gel efendim gel, gönlümün goncası.
Gönül göç etmek için artık çağın kerbelasında.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Nerede bulacam acaba, yüzlerin gül bahçesini.
Bulut değilsen ağlama olanlara diyor meczup.
Gözyaşıyla yıkamalı artık geceleri.
Attın ateşlere ey yar yanarım.
Güneş cübbesinde, gece gündüz feryat figan eder olmuş gönül.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
Çırpınır yürek beden içinde.
Toprağın örtüldüğü gönüllerde.
Gönlümün goncası gel yüzümü süreyim..
Gül gibi göğsünü yırtma.
Gözüm d/il-siz’dir konuşur ama.
Düşerim duaların yamacından sen tut ellerimden.
Ne denli dert be birader, d/üşüyor insanın insana yüzü.
(Y.ed - Engin Demirci)
Kayıt Tarihi : 27.2.2018 02:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Benim derd-i derûnum âşık-ı zâr olmayan bilmez. Muhabbet bir belâdır ki giriftâr olmayan bilmez. Bursalı Halîmî
![Engin Demirci](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/02/27/ne-diye-garip-coban.jpg)
Sevgileriniz her daim yolunuz olsun. Teşekkür ederim.
yüzünü asmış güneş... geceler zaten ıslak...
göz dilsüz olsa da yürek feryat figan...
harikaydı...
saygılar..
Saygılar bizden, değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (2)