Saat gece yarısını çoktan geçmiş
Dışarıda sulusepken bir yağmur,
Radyoda eskilerden bir musuki.
Hicazmı dersin, hüzzammı dersin, rastmı dersin,
Üstelik yardan ayrılmışsın,
Serden sıyrılmışsın iyi mi?
Gözyaşlarının yanaklarından süzülmeyişi;
Büyük ihtimalle erkeklik gururu.
Yoksa, sonbahar kadar hazırsın bu akşam ağlamaya.
Yada, eski bir kartpostalın masmavi denizinde,
Kaybolup kahraolmaya.
Saat gece yarısını çoktan geçmiş
Dışarıda sulusepken bir yağmur,
Yüreğinde eşsiz burukluk...
Üsküdarmı dersin, Şilemi dersin, Beykozmu dersin?
Yüreğin avucunda;
Can parçan, İstanbul'un geride;
Nereye, nasıl gidersin?
Kırılmazmı Eminönü vapuru?
Simidini paylaştığın martılar darılmazmı?
Başkent treninde sen,
Geride İstanbul.
Bu gidişin sonu hicran olmazmı?
Dur! ..
Gitme be kardeşim.
Bari bir çay içseydik Sarayburnunda,
Seyredalsaydık sonkez Kızkulesini,
Dinleseydik dalgaların eşsiz musukisini,
hey!
Yan koltuktaki yolcu!
Efkarlıyım, kes sesini!
(10/04/2006)
İrfan BakırcıKayıt Tarihi : 23.4.2006 16:38:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İrfan Bakırcı](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/23/ne-dersin-35.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!