Beyzade (!) koltuğa dikti gözünü,
Herkese çok farklı verdi sözünü,
Sonra terk eyledi o saf özünü,
Sözünden dönene ne denir bilmem?
Koltuğa oturdu ayrıldı yoldan,
Sanki çıkmamıştı o sözler dilden,
Dili ile gönlü hep ayrı telden,
Çalıp söyleyene ne denir bilmem?
Gece geç vakitte davet ederdi,
İltifat, methiye düzer giderdi,
En büyük engeli geçmekti derdi,
Sonra görmeyene ne denir bilmem?
İnsanı kullanıp fırlatıp atan,
Menfaati için herkesi satan,
Verdiği sözlerin üstüne yatan,
Akit bilmeyene ne denir bilmem?
Kadirşinaslığın yokmuş zerresi,
Dalkavukla dolmuş hepten çevresi,
Ahde vefa bitmiş, yok ki çaresi,
O vefasız kişiye ne denir bilmem?
Eski sözlerine yeniler katar,
Umutlar vererek hep boşa atar,
Kardeşlik, dostluğun üstüne yatar,
Kalbi kararmışa ne denir bilmem?
Bütün sözleri hep sahile vuran,
İçinde bin türlü tuzaklar kuran,
Dosta düşman olmuş, kalleşe yâran,
Gönlü sararmışa ne denir bilmem?
Salih Sedat bildi, tanıdı, gördü
Masum görüntünün aslına erdi,
Bozulan gönlünü yeniden ördü,
Kalp nuru sönene ne denir bilmem?
Kayıt Tarihi : 3.3.2021 12:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Ozon tabakası değil, OZAN tabakası delindi" demişlerdi,
Haklı olarak O sitemi dile getirenler........
Ayakta kalıp da "ben varım" diyerek ses veren o güzel yürekli şairlere....
Selâm olsun, hepinize kucaklar doluları sevgiler, saygılar olsun.
Var olun değerli arkadaşlar...kalemleriniz yüreklerinizle beraber alkışlansın bu âlemde.
Tebrik ediyorum, yüreğinize sağlık sn Salih Sedat ERSÖZ üstat...esen kalınız her daim.
TÜM YORUMLAR (1)