rüyalarım kısadır benim
ve doyasıya yaşarım
bir gece gündüzlerin prensi
ertesi gün kaldırımların bekçisiyim.
birinde imparator olur
getiririm dünyayı dize
tanrılara düşman, tanrılarla yoldaş
öyle bir acınası yer ki burası…
balyozu kafana indir de arkadaş
parçalansın sonunda bu en müphem hamasi…
işlediğim günah
kedere doymuş sitem gibidir Allah’a
adı konmuştur zaten
O’na güttüğüm köleliğin ve aşkın
hastalıklı yaban gülleri, bahçemdeki
ölüm kokuyorlar yine sarı, pembe.
az ilerde kuyruğunu sallayarak bir tilki
nasıl da bakıyor onlara sinsice
yaklaşamıyor.
zehirli de olsalar, benim günlerim onlar;
günlerdir
sokak sokak kemiriyorum bu kenti,
arada bir
tanıdık yüzler görüyorum köşe başlarında.
bazılarına selam verebiliyorum bazen
merhaba diyebiliyorum
sesim şimdi uykumda ağlayan su
beni dinliyor demincek başlayan yağmur
katilini arayan gecedir, dünyayı
binyıllardır dolaşan uyku
/ suçu cezayla değiştirmek
mahşerin geçmişte kaldığına inanan kadın
gün ışırken iblisi aldı koynuna.
ey henüz ölmemişliği kadınınkinden kıymetli cellat!
gün batmadan o halde
geçir ateşten ilmeği boynuna;
bir serçenin
kadife belleğine kayıtlı tüm sevdalar
ne gülsem
sapan lastiğiydim / hüzne gerili
şimdiden geri
şimdiden ileri
ateş yakandır
su ise en çoktur yağmur damlasında
/ DEMİR UNUTULUR
casta’ya
yağmur yağıyor inceden...
pencere kenarında oturuyor Laetitia...
birazdan öyle bir yere düşecek ki damlanın biri
sabahtan beri yağan yağmurun tüm sevabını çalacak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!