Ne de çabuk geçtin yıllar!
Çocukluk mutluluk muydu, geçen senelerim neden hep hazan?
Odamda duvardan asılan bu ayna, neden hep bana düşman?
Saçlarımdaki kar tanesi aklar, benleyken mi doğduğuna bin pişman?
Yorgun gözlerime bugün de mi hüzün çökmüş, altlarında gece karanlığının sıcak yuvası ?
Ya ruhum? Bugünde mi hep rüzgarlı, fırtınalı?
Nedir bu kar boran, içimde dört mevsim kara kış, hep buhran?
Ey İstanbul! Ufukta göründü bak hüzünlü bir hicran...
Kalayım biraz daha, tüterken bacalarında gri bir duman.
Yorulmuş bu bedende aylar yorgun, yıllar yorgun
Yaprakları düşen gönlümde mevsimler hep solgun
Kaf dağında kalan umutlarım da bozgun
İçimde yıkılan sevgiler mütemadi tozlu, raflarında sevgisiz yürekler, unutulmuş bedenler saklı
Büyür bu şehir içimde, caddelerinde kaybolan gençliğim...
Gecelerinde ışıl ışıl Deniz Feneri; çocukluğum...
Gün aydınlanınca soğuk bir duvar gibi üşütür duygularım
Ağır aksak geçse de günlerim, yetişemem, dur durak bilmeyen yıllara
Yenildim kapanmak bilmeyen yaralara, vefası eksik sevdalara...
Neşe ışıklarım yandı Galata'da, sevinçlerim yansıdı Karaköy'de zincir atmış bir vapura.
Kalkıyor mutluluklarım, kalsaydı biraz daha, belki sabaha
Sönecek olsa da ışıklarım gün ağarınca, bir daha
Belki bir köşesinde kıvrılır kalırdım sevda koltuklarında
Ben yine simit atardım üzerinde uçuşan martılara, dalardım denizlere bir bata bir çıka...
Belki takılırdı yalnızlığım sahipsiz bir balıkçı ağına, çok uzaklara giden gemilerin bir yanına...
Göçüp giderdi dönüşü olmayan ıssız diyarlara
Bastığım toprağın canı acır, tak tak yürüdüğüm kaldırımların...
Bir kenarında oturan o kadının feryadı bana mıdır, eyvahlarına mı?
Düşen bu yaprakların sitemkar bakışları neden düşmancadır?
Ağlar bir çocuk içimde, nefessiz kalır tüm güzellikler düşlerimde.
İyi bir yürek aradım her bedende, gel gör ki kötülük yuva yapmış hep sol köşede
İyi niyet hep suistimal, bugün de yerlerde.
Sevgi masallarda kaldı, sevdalar sözde, aşksa yine bana kaldı.
İstanbul Boğazı gibi kalbim, içinde ne gemiler battı.
Düşer karlar üstüme, ağırlaşır duygularım?
Yağmasa da yağmur, ıslanır kirpiklerim.
Taşımaz artık beni eskimiş bu kaldırım taşları, mutlu etmez İstanbul'un solmuş yapraklı mevsimleri
Bir sokak lambası aydınlattı bu gece de odamı, geceleri de olsa vefayla boyadı pencerelerimi
Yalnızlık bugün çalmadı kapımı, o da mı terk etti yoksa bu karanlık kaplı gecelerimi?
Belki sabah yine süsler güneş, buğu yapmış pencerelerimi
Belki de omuzlar bedenimi tanımadığım sahte hüzne bürünmüş birileri...
Kayıt Tarihi : 21.10.2021 16:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muhammet Karamanli](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/10/21/ne-de-cabuk-gectin-yillar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!