Ne Çoktular Ne Kadar Çocuktular Şiiri - ...

Tayfun Talipoğlu
19

ŞİİR


36

TAKİPÇİ

Hiç göze gelmediler
Gözdesi de olmadılar kimsenin
Kimse farkına varmadı yalansız gözlerinin
Göz oldu mu yüreklerinin
Hiç anlamadılar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular

Tamamını Oku
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 08.04.2020 - 00:38

    Necip Bey , Efendim ,
    Yazınızı okudum , sanırım bir iletişim kopukluğu olmuş . Konuyu şöyle bir toparlamak isterim

    Bir çok edebiyat kitabında manzume ile şiir arasındaki farklar ele alınır . Bunlar özetle ;

    Manzumede anlatılanlar düz yazıyla ifade edilebilirken şiirde anlatılanlar düz yazıyla ifade edilemez.
    Manzumelerde bir olay örgüsü varken şiirlerde olay örgüsü yoktur.
    Manzumelerde sözcükler genelde gerçek anlamda kullanılırken şiirde çok anlamlılık vardır.
    Şiirler manzumelere göre çağrışım yönünden daha zengindir.
    Gerek manzum hikayeler , gerekse manzum tiyatrolar hatta müzikal dediğimiz tiyatro , şiir , müzik karışımı olan eserlerin bir çok örneği vardır. Abdülhak Hamit in finten i , Akif’in Seyfi babası , Ziya Gökalp in esatirik çocuk eseri Ala Geyik şiiri Faruk Nafizin manzum tiyatroları bu kabildendir.

    Aslında her sanat insanı elbette branşı dışında diğer sanat dallarıyla ilgilenmiştir .
    Aziz Nesin , Sait Faik vb hikayeciler şiirle , Necip Fazıl , Nazım Hikmet gibi şairler de senaryo ve , hikaye gibi örnekler vermiştir . Ancak dikkat edilirse Sait Faik öncelikle hikayeci kimliğiyle , Nazım Hikmet ise şair kimliği ile bilinir

    Mesele derindir aslında , tiyatro ve şiir karın doyuramadığı için bizde kalem sahiplerinin tamamına yakını öncelikle gazeteci olmuşlar ve ürettikleri tefrika , köşe yazısı., mizah , magazin vb işler karşılığında geçimlerini sağlamak istemişlerdir

    Konumuza Dönersek , Bedri Rahmi cumhuriyet dönemi tarz ve École Sahibi ressamlarımızdan ilk ona girer. Hatta belki de şiirde bir istisna şeklinde başarılıdır da
    Ama cumhuriyet dönemi şiirinekol sahibi en iyi on şairi arasına girebileceğini söylemek haksızlık olur

    Yedeği sözcüğü de yanlış anlaşılmış. Zaten şarkı ve türkülerin iki adli unsuru vardır güfte ve beste . Elbette gerek didaktizm için gerekse farklı sanat dallarının içiçe olmasını kastetmedim ben yedeği derken
    Bir heykelin altına şiir koyabilirsiniz , Bir sinema epigraf bir şiirle başlayabilir , manzum hikaye ve. tiyatro yazılabilir.

    Ama şiir yani has şiir önce kendisine bir şair ister. Evrenle başbaşa kalmış bir ruh , yaşananla özlenen arasındaki basınç farkı , kelimelerin anlamına saklanan büyü gibi mümeyyiz ve müteferrik yönleri olan insandır şair .

    Yılmaz Erdoğan şiir yazar ama şiri tiyatro kokar . Bedri Rahmi şiir yazar ama şiiri kelimelerle resim yapar , Sait Faik şiir yazar ama şöyle kısa bir öyküyü andırır .. Müzisyenler şiir yazar ahenk peşindedir ve yazdıkları güfte olur. Güfte elbet şeklen şiirdir , manzume gibi ama has anlamda şiir midir

    Gibi şeyler işte

    Cevap Yaz
  • Necip Zeybek
    Necip Zeybek 07.04.2020 - 16:31

    Hasan Bey,

    Uzun zamandır Antoloji'ye uğramadım.Uğradıktan sonra da bu köşedeki duygusallıktan uzak bilgi ve görgü birikiminizi yansıtan taraf olmaktan kaçınan yorumlarınızı beğenerek keyifle okudum.Sanki daha önce yine bu köşede yazan hiç yazışmadığım ama taktir ettiğim “Sinyali “ rumuzuyla yazan bir kişinin dilini ve bakış açısını buldum sizin yorumlarınızda.Ve bu köşenin sizle dolacağını, yaşayacağını düşünerek sevindim.

    Ancak bu günkü yorumunuzda bilhassa:
    “Şairlik diğer sanat dallarının belki hepsinden beslenir ama hiç bir sanat dalının yedeği olamaz. İyi bir hikayeci, iyi bir ressam, iyi bir tiyatrocu olması bir insanı şair yapmaz , yapamaz.”şekliyle fikrinizi güçlü bir şekilde bağladığınız birinci paragrafta yer alan düşüncelerin dolayısıyla bu paragrafta yer alan düşüncelerinizin bir kısmına itirazım var.Neden?

    Anlattığınız gibi tiyatrocu veya seslendirici veya müzisyen şiiri eserinde kullanıyorsa bu şiiri eksiltmez, şiiri yedeğine almak değil, şiirin önemini görmek demektir. Şiirin gücünü görmek, ses ve söz örgüsünden anlam gücünden yararlanmak, demektir. Yani yalnız başına müziğin yetmeyeceğini şirin ritminden, etkileme gücünden yararlanmanın akıllıca olacağını fark etmek demektir.

    Nitekim ilk tiyatro örnekleri manzum eserlerdi. Pek çok “tirat” sağlam şiirler değil midir? Hemen her güzel beste aslında güzel bir güfteden doğmamış mıdır? Yani müziğinde, tiyatronun da şiir, yedeği değil, anasıdır, atasıdır... Nasıl ki bir takım sanatlar şiirin etkileme gücünden yararlanıyorsa şiirin de bilhassa müziğin gücünden yaralanması doğaldır. Sanatların birbirine olumlu etkilemesi rahatsızlık verici bir durum değildir.

    Günün şiirinde, şairin bunu fark edip yararlanması doğrudur.Ayrıca şiir dinletilerinde kullanılan müziklerin seçiminde de çoğunlukla arabesk müziğin seçilmiş olduğu düşüncesi ön yargıdır.Ben birkaç kez bu yolu izledim.İsmim gogula yazılıp aratılırsa örnekleri görülecektir.Kanaatimce şiiri dar bir alana hapsedenler değil, şiiri etkinleştirenler,yayanlar, akıldan çok gönle, kalbe yönelenler doğru yapıyorlar. Aslında “Şiir Üzerine Birkaç Söz” adlı yazımda bu konuyu dile getirmiştim.
    Saygılarımla…

    Cevap Yaz
  • Cuma Ali Çetin
    Cuma Ali Çetin 07.04.2020 - 15:51

    Antoloji.com günden güne kendini biraz daha harcıyor.

    ALLAH aşkına burada günün şiirini seçenlerin içinde bir tane şiirden anlayan yok mu ?

    bu şiir değil biz masum şairlere günün şiiri diye düpedüz dayatmadır

    günün şiirini okuduğumuza pişman olduysak bunun suçu bizde değil bunu seçenlerdedir
    yazık gerçekten de yazık !!!!

    çok acıkınca acı soğan bile yenir ama bu şiirin lezzeti yok diken gibi boğazımıza durdu...

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi 07.04.2020 - 14:34

    Şiir bu kadar uzun olmamalıydı. çünkü şiirdeki konu hemen hemen her bölümde aynı.Çocuklarla büyüklerin iletişimi ile dünya iletişimi arasında ilgi kurulmaya çalışılmış.Çocuklar, dünyanın neresinde olursa olsun. çocuktur. vasat bir şiir olarak yazılmış. yazarına rahmet dilerim. saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Habip Yağmur
    Habip Yağmur 07.04.2020 - 13:38

    Şair belli ki iyi bir şeyler düşünüyor lakin bunu kelimelere dökmekte hayli zorlanmış yani demem o ki çok amatörce.

    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay 07.04.2020 - 11:14

    evet, o çocuklar hala çocuk
    hala çok!..
    daaaaa.....
    dünyanın pis çarkında eriyip gidiyorlar
    adları yok!..

    rahmetler diliyorum kendisine...ışıklar içinde uyu...

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin 07.04.2020 - 11:01

    Çocuklar ve çocuklarımız masumiyetin mümessilleri ve Allah'ın emanet-i kübrasının içinde yer alanların en başında gelenleri iken bizler kıymetini bilmediğimiz ve israf ettiğimiz öteki nimetleri ve emanetleri gibi ne yazık ki bu mübarek varlıkları da kendi malımız gibi telakki ederek dünyevi arzularımıza ve ihtiraslarımıza alet etmekten zerre kadar imtina etmemişiz. Hatta onca ihmalimiz yetmemiş ve onların körpecik beyinlerini dini değerleri inkar ya da hafife almak gibi çirkin söylemlerle doldurarak onları birer nankörler ordusu gibi yetiştirmeye yeltenip ortaya çıkan bi-ruh ve güruhlaşmış bir nesille "On yılda on milyon genç yarattık her yaştan" diyerek güya onlarla iftihar etmişiz. Bir zamanlar okullarda muallimlerin Allah'ı inkar etme ve inkar ettirmek için özel yöntemler uyguladıkları ve bu işi de o günlerde çocuklar için en kıymetli şey olan şekerle yaptıkları malumumuzdur. Hülasa insanın kemale ermesi için aklın ihtiyacı olan müspet ilime ve kalbin ihtiyacı olan dini ilimlere yönelmesi ve bunları mecz ederek gerçek terakkiye muvaffak olması zaruri iken ne yazık ki o dönemlerde dini gericilik ve dindarları da gerici olarak tanımlayan sözde çağdaş öğretmenler türeyerek insanın ihtiyacının sadece dünyevi ve felsefi bilgiler olduğunu lanse ettiler ve ortaya şu anda şikayet ettiğimiz saygısız ve sevgisiz ve de duygusuz bir neslin çıkmasına vesile oldular vesselam! Bizim kurtuluşumuz yine terk ettiğimiz veya zorla terk ettirildiğimiz fıtrat dininin güzel esaslarına ve müspet ilimlere yönelmektedir. Yoksa bu şikayetlerimiz kıyamete kadar devam edecek ve yetiştirdiğimiz bu nesil bizzat bizlerin katili olacaklardır.

    Herkese hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz
  • Osman Akçay
    Osman Akçay 07.04.2020 - 09:58

    Şiiri insaf ölçüsünde yorumlamak gerektiği görüşündeyim.

    Şiirin ilk kıtasında anlatılan göze gelmeyen, kimsenin gözdesi olmayan, yalansız gözlerini kimsenin fark etmediği, sayıları çok olan çocuklardan bahsedilmektedir. Şiir, tutarlı bir şekilde ilerlerken birden ‘Göz oldu mu yüreklerinin’ dizesi geliyor. Bu dize burada hiç ama hiç olmamış. Yaşamı boyunca hiç şiir okumamış birine, ‘Göz oldu mu yüreklerinin’ cümlesinden ne anlıyorsunuz diye sorulsa, alınacak cevabın ne olacağını tahmin etmek zor olmasa gerek. Ardından ‘Hiç anlamadılar’ dizesi gelmektedir. ‘Hiç anlamadılar’’ şeklinde dize yazılınca, ‘çocuklar bizi anlamadılar’ anlamı çıkmaktadır. Oysa şiirin başlığı ve konusu gereğince çocukların anlaşılamamış olması gerekiyor. Bu dize ‘Hiç anlaşılmadılar’ veya ‘Çocukları/Onları hiç anlamadılar’ gibi bir şekilde kurulmalıydı. Şiirin ikinci kıtasını okuyunca da birinci kıtaya yaptığım eleştiri de ne kadar haklı olduğum görülecektir. Zira bu iki dize olmasaydı birinci ve ikinci kıta arasında uyum sağlanmış olacaktı. Diğer kıtalarda da benzer durumlar söz konusu.

    Çiçek hastalığı ve suçiçeği hastalığını biliyoruz. Şiirde ise hiç bilinmedik ‘karaçiçek’ diye bir hastalıktan bahsedilmektedir. Yine ‘enfaktı’ diye hatalı yazılmış bir kelime var.

    Netice itibariyle şairlik bir yetenektir. Güzel bir fon müziği eşliğinde duygusal öğeler içerdiği için kulağa hoş gelen bu metnin günün şiiri olma özelliğinden uzak olduğu düşüncesindeyim.

    Cevap Yaz
  • Ali Koç Elegeçmez
    Ali Koç Elegeçmez 07.04.2020 - 09:00

    Onun yaptığı programları izleyen-dinleyen biri olarak , ölümü,
    insanda şaşkınlık yaratıyor..Bu dünyanın bir rüya olduğuu kanıtla-
    yan kibar insanlardan biriydi....
    "0nlar ne çoktular ne kadar çocuktular..."...0'nun tespitiydi...
    ruhu şâd olsun!...

    Cevap Yaz
  • Tülay Oğan
    Tülay Oğan 07.04.2020 - 01:29

    Hâlâ
    Çoklar ve çocuklar
    :(
    ...
    Yaşasa ve görseydin ,
    yeniden ama bu sefer kahrından ölürdün.:(
    :.
    Artık Allah'a şikayet ediyorlar ..
    Allah'a sığınan ın
    Kahrından şimdikiler kurtulamıyorlar..
    ;(

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta