Ne çok öldük
Ne çok öldürüldük
Yirmili yaşlarımızda
Kavak yelleri eserken başımızda
Başımız bulutlara değerken
Gözlerimiz şafağı aydınlattı
Gecelerde cellatlar korkularıyla yataklarından fırlayıp kalkarken
Ne çok sevdik insanları biz
Yarınları ne çok özledik
Göklerin mendil kadar mavisini görmeyi
Bir serçenin ötmesini ne çok
En çok da koşmayı
Uçurtmaları
Tarhana çorbasını
Bulgur pilavını
Cellatlar korkularıyla her gece yüzlerce kez ölürken
Biz
Birer birer öldük
Ne çok öldük Ne çok öldürüldük
Ne çok dirildik
Gelinciklerde yeniden hayat bulduk
Papatyalarda
Buğdayda arpada üzümde elmada hele de yediveren güllerde
Cellatlar korkuyla yarını düşünürken
Biz yarınlara umutla baktık
Yarınların gözünün içine baktık
Bir avuç gökyüzünü ekmeğimize katık edip
Koçlar gibi yattık
Ceylanlar gibi o dağ senin bu dağ benim koştuk yorulmadık
Geç kalmaktan korktuk sadece
Ölümden değil ölmekten değil öldürülmekten değil
Bir eksik olmaktan korktuk sadece yürüyüş kolunda
Taksim’de
Kızılay’da
Cellatlar aynalara bakamazken
Yollara çıkamazken
İnsanlarla göz göze gelemezken
Biz yollara düştük
Biz yolları aştık
Bir kere öldük
Ne çok öldük
Ne çok dirildik…
6.Mayıs.2014 / Ankara
Kayıt Tarihi : 6.5.2014 12:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!