Ne bir takvim bilir seni kadın, ne de geçen yıllar,
Yüzünde bir bahar güneşi, yüreğinde dinmeyen pınar.
Sen ki, evlatla torunla, bambaşka bir dünyan var,
Hem ana oldun, hem de anaanne ve de babaanne, güzel bir rüya.
Oysa resimlerde gördüğüm, daha dünkü taze bir filiz var ya,
Zaman sana dokunmuş, ama gençliğin baki sarı papatya...
Gümüş teller düşse de saçının arasına,
O ışıltı, tecrübenin ve sevginin en saf tacıdır ha,
Senin gülen yüzün, benziyor dünyanın en güzel manzarasına,
Sanki yaşları değil, sonsuz sevinci kucaklıyorsun,
Gençliğin, ruhunda saklı, bir sır, bir ezgi mırıldanıyorsun,
Güzelliğin, verdiği sevgiyle her gün yeniden çiçek açıyorsun..
Senin elin, hem geçmişi hem geleceği tutuyor,
Bir yanda yılların bilgeliği, bir yanda hayatın neşesi.
Diyelim ki yaşlandın, ne fark eder? Kalbin hep atıyor,
Sen ki, gençliğin ve güzelliğin en güçlü mirasçısı.
Anne anne de olsan, baba anne de olsan,
Bu dünya seninle daha aydınlık, daha zarif ve tam.
Sen çok gençsin ve çok güzelsin, her nefeste parlayan,
Gönlümüzdeki sevgin, hiç eskimeyen, yaşsız bir makam....
Kayıt Tarihi : 2.10.2025 13:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!