Hasret koyduk adını ey kutlu güneş,
Yokluğunla çöktü karanlık her yer kokuyor sanki leş,
Medine'nin sınırında bekler gibi bekliyoruz ellerimiz kınalı,
Özlemle büyüttüğümüz sen, sönmeyen ateş.
Çiçeklerin kokusuz, sönük renkli güllerin...
Kovanlar peteksiz, arılar polensiz!
Bu nasıl bir kuraklıktır, dengesi bozuldu mevsimlerin,
Bir baharın sonuna daha geldik.
Öylesine çehresiz...
Esaretimizin adı değişti ''sosyal mesafe''
Ruhsuz camilerde yalnız kaldı minare,
Fetih müjdesini beklediğimiz bayram hilali,
Olmadı yine olmadı işte...
Ne baharımız bahar ne de bayramımız bayram oldu.
Onlarca tilavet okuduk hangi ayetini ruhumuzla meczettik,
Yaptığımız tövbelerin ardından dünyadan elimizi mi çektik?
Doymak bilmeyen gözümüze bir avuç toprak mı serpseydik?
Söyle suskunluğum, meleklerin kanatlarına hangi ihlası Rabbe yükselttik?
Zahmetsiz masrafsız bir Ramazanı konuk ettik,
Her zaman ki gibi veremeyen ama isteyen taraf bizdik,
Yine hakkı sahibine ulaştırmakta kusur ettik,
Ve olmadı işte...
Ne baharımız bahar ne de bayramımız bayram oldu.
Son saatlere sığdırmaya çalıştığımız amellerimiz mesafe kat etmeyen sloganik
Bozulan çürüyen her yanımız, kalmadı nerede katıksız organik,
Kapatamadığımız ayıplar yama tutmaz oldu öylesine çelimsiz...
Hangi duamızda hangi vilayeti ekledik,
Hangi iftarda aklımıza açlıktan ölen kardeşlerimizi getirdik,
Sen söylemesen de biz biliyoruz Ey Ramazan,
Biz yine nusreti hak edemedik.
Çünkü ''ben'' bir türlü ''biz'' olamadık!
Yine olmadı işte,
Ne baharımız bahar ne de bayramımız bayram oldu.
Kayıt Tarihi : 23.5.2020 16:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!