Doğanın renkleri arasında,
Can rengini görmeyen göz,
Takıldığında bakışlarıma,
Bilincim sabır dizer,
Öfkem direnç,
Suskunluğum söz.
İnadımın peşi sıra...
Yüreğimde alev duygular,
Boğazıma çöken hıçkırık,
Bakışlarım ufuk kızılında;
İsyan gidişlerim yok artık.
Soy ağacının aksine,
Bıyığı değil,
Kaşları palaydı.
Bayram günleri haricinde,
Sövgüyle ateşlenmiş,
Öfkesini bakardı.
Bir şairin yüreği yandığında,
Her koşulda sevmenin yalazında,
Üşürmüş şiir dizelerini kıvranarak
Kör karanlığın soğuk boşluğunda,
Ve sevme duygusu acıyı yankılayarak,
Gören gözün,
İnsana gülümsediği,
Çocuk gülücüğü tadında,
Yaşama sevincidir hayat.
Hayatın aydınlık mayalısını sabahları,
Özgürlük tutkusuyla umuduma yedirerek,
Yürürüm; yılgınlığı sürmek için gerilere.
Gülümserken hayatın ufuklarında,
Üretme çoşkusunun bahar renkleri,
Yaşama sevincime can olan fikrimle,
Her gün yazı olur, dize olur, renk olur,
Öyle karışırım dünyanın insan renklerine…
Her anı paylaşılarak yaşanıp çoğalan,
Sayın bayların asık suratları,
Ürkütüp kaçırtmasın diye gülücükleri,
Yaşadı kahkahaları yaza, konuşa;
Ve dillendirdi beynindekileri,
Sözü sürmeden yokuşa.
Kurban Bayramının ilk günü,
Boş vererek bayramlaşma merasimlerini,
Hayatın yamacına uzanarak gözledim,
Bayramı yaşayan insan hallerini.
Benim çocuk ülkem;
Mavi de yüzen beyaz,
Meşe de hışırdayan yeşil,
Gün de gezinen kırmızı,
Pembe de uçuşan sarıydı.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!