Güneş kızıl hal alıp başka yere doğarken
Efkâr dolu gönlümde gecem oldun nazlı yâr
Karanlıklar sinsice yalnızlığı boğarken
Dilimde düğümlenen hecem oldun nazlı yâr
Kapım her an açıktır, yerin boştur yanımda
Dile destan saltanat tahtın hazır hanımda
Gel artık be sultanım beklenmedik anımda
Gönül denen sarayda ecem oldun nazlı yâr
Özlemin öyle dert ki mümkün değil dermanı
Hasat olan dertlerin gönüldedir harmanı
Boynum kıldan incedir sen verince fermanı
Baş üstünde tutulan tacım oldun nazlı yâr
Gecenin geç vaktinde seheredir bu çağrı
Dil damakta yok olmuş yürekte var bir ağrı
Bir hançerin ucuyla oymuş gibi bu bağrı
Kabuk tutmaz yarada acım oldun nazlı yâr
Talih bazen üst üste dert verirde sınardı
Dinmeye yüz tuttukça onmaz yara kanardı
Sabrettikçe yüreğin alttan alt tan yanardı
Olgunlaşan sevdama sacım oldun nazlı yâr
Tıkır der ki sonunda biz vuslatı gördük ya
Sabır ile nihayet gam defteri dürdük ya
Burdan yâre varacak şu kervanı sürdük ya
Yoluna gül serdiğim hacım oldun nazlı yâr
Gönül denen tahtımda tacım oldun nazlı yâr
17 /12 /2009
Soma
************DOST KALEMLERDEN*********
Şunu bil ki sevgilim bir daha gelmez giden
Sen oldun bu sevdâya ilk kez ihanet eden
Önce sevip, sevildin ve söyle şimdi neden
Celâli'nin boynuna sicim oldun nazlı yâr.....
...................................................Celâli Celalettin TOKMAK
Kayıt Tarihi : 19.12.2009 19:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gönüller dolusu selamlar.
TÜM YORUMLAR (11)