Ani bir kriz ile sinemi deldin,
Ne olduğnu bilemedim nazlı yâr.
Feryat figan edip acı yel saldın,
Dizim tutmaz gelemedim nazlı yâr.
Haber verdim yavrularım götürdü,
Beş satte Ankara’ya yetirdi.
Bu zalim dert beni yedi bitirdi,
Melhemini çalamadım nazlı yâr.
Doktor beyler dedi: eve götürün,
Kutsal varlık bildim ana hatırın,
Yorgun düşmüş hizmetini yetirin,
Bir çaresin bulamadım nazlı yâr.
Zindan ettin baharımı yazımı,
Anne sever oğlanını kızını,
Bir gün olsun yavruların yüzünü,
Görüp mutlu olamadım nazlı yâr.
Ecel geldi ela gözler süzüldü,
Takdir İlahi’den böyle yazıldı,
Altı yavrum baş ucuma dizildi,
Gözyaşlarım silemedim nazlı yâr.
Beraber gezerdik dağda ovada,
Kazanım kuruldu suyum kovada,
Baykuş gibi tek başıma yuvada,
Kaldım; seni bulamadım nazlı yâr.
“Rukiye” yazdırın mezar taşına,
Kimseyi uğratma gönül kışına,
Adöv yarım ağlamasın peşime,
Senden sonra gülemedim nazlı yâr.
Mertliğin sembolü Hüyük’tür köyüm,
Bir Veli’ye bağlı kalmaktır huyum,
Sadakat yolumuz tertemiz soyum,
Kendime şan dilemedim nazlı yâr.
EMEKTAR kaynıyor aşkın küresi,
Bu acılar Kerbela’nın zerresi,
Ölüm gerçek hep gelecek sırası,
Sensiz burda kalamadım nazlı yâr.
25.09.2002
İLYASHACI KÖYÜ
Kayıt Tarihi : 1.11.2006 14:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aşık Ali izzet Özkan, Aşık Ali İzzet Şavaş, Aşık Hasan Devrani gibi ozanların, aşıkların diyarı Emlek Yöresi köylerinden; Hüyük köyünden dostum Adıgüzel(Adöv) Karakol’un biriçik eşi Rukiye hanımın ölümü üzerine bana ısmarlama yazdırdığı şiir. Bu şiir ağıt-türkü olarak söylenmekte yöre aşıkları tarafından.

Yürek sesiniz eksık olmasın şairim. Allah dertten acıdan uzak eylesin. Sevgilerimle, selamlar.
TÜM YORUMLAR (2)