Odaya ilk girişinde anlamıştım,
Beni benden alacağını.
O kadar tatlı bakıyordun ki,
Bir anda gözlerimi senden alamadım.
İçimden bir ses, hayatının kadını işte bu
Beklediğin eş adayı bu diyordu.
Öyle zarif bir yürüyüşün vardı ki;
Bir anda gözlerim sende müebbet hapisli gibi,
Kaçırmak istesem de tutuklu kaldı.
Acaba bir sevdiğin var mıydı bilmiyordum
Halen de bilmiyorum bunun cevabını....
Ama düşünmek istemiyordum bu ihtimali,
Zira seni görmek, telefonla soru sorman,
O kadar çok hoşuma gidiyordu ki.
Sohbetini seviyordum,ses tonunun tınısını,
Hep bir bahanen olsa da arasan beni
Çünkü seninle sonsuza dek konuşabilirim.
Zaman sanki seninle duruyor.
Yaralı yüreğim artık kimse için asla çarpmaz,
Kimseden etkilenmem artık derdim;
Ama çok büyük konuşmuşum,
Seni gördüğümde yüreğim fırlıyor sanki yerinden,
Sanki içimde bir kuş çırpınıyor.
Ayaklarım tutmaz oluyor nazlı ceylanım,
Bülbül gibi şakıyan konuşkan olan ben,
Sen gelince dut yemiş bülbüle dönüyorum.
Kızarmamı farketme diye susuyorum,
Ne olur konuşurken gözlerimin içine bakmasan;
İçimde sanki bahar rüzgarları esiyor.
Damarlarımdaki kan bile delicesine akıyor,
Unuttuğum tüm duyguları hatırladım sayende.
İlk defa Kaptan aşkta tökezledi,
Seni kaybetmemek için sana açılamam ben,
Korkutuyor seni kaybedebilmek ihtimali beni,
İmkansız aşk bu adını koyamasam da,
Dostça da olsa yakınlarımda ol yeter.
Zira ya sen bana çok geç kalmışsın;
Ya da ben sana erken,
Hani şairin dediği gibi aramızda saat uyuşmazlığı gibi;
Takvimlerin uyuşmazlığı var; artık sen uçmalısın göklerde.
Keşke daha erken doğsaydın be güzel gözlüm
Ürkek bakışlı nazlı Güvercinim
Umarım seni hakeden biriyle olursun......
Kayıt Tarihi : 17.9.2006 13:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!