Zülüf uzun bel ince, endam güzel bel ince.
Aşkın narı artarmış; kararınca belince.
Akşam olur gün olur, sevdaları derince,
Bülbül intizar eder, güllerini derince.
Başın göğe erecek sanki beni sürünce,
Yürek sızın geçerdi, aşk merhemi sürünce.
Seher vakti eyvanda, rüzgâr eser serince,
Ne kin kalır ne haset, aşkı kalbe serince.
Hocam* ne güzel demiş, her söz yerli yerince,
İnsan günaha girer, şiirini yerince.
(2009 Konya)
Tayyar YıldırımKayıt Tarihi : 1.6.2009 09:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sayın Ekrem YALBUZ Hoca’mın “Çölde Vuslat (Cinaslı Beyitlerle) ” isimli şiirine yaptığım yorum dizeleridir. Ekrem Hoca’mın engin hoşgörüsüne sığınarak yayınlıyorum. Bu şiir Ekrem Hocam'ın da dediği gibi, bir Nazire değildir. Zaten adı üstünde Nazire(!) 'dir. Ama bu dizelerle başlayan bir olay vuku bulmuştur. O olay da sayfam da kayıtlı olan; '**Çölde Vuslat (Nazire) ' isimili şiir ve onun hikayesidir. Bana bu hikayenin tarafı olma fırsatı veren Ekrem Yalbuz (Aşık Cinasi) Hocam'a en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
güzellikler düşmüşki böyle güzel dizeler hasıl olmuş, İçtenlikle kutlarım. Sevgi ve saygılar.
Kâinatın en değerli cevheri toprağın altında saklı kalsa, kimse onu bilmese, işlemese, kullanamasa o cevherin bir değeri olur mu? Bunun yanında yarım kilo bakırı bulup çıkarsak, işlesek, insanların hizmetine sunsak her halde bir faydası olur.
Siz, bu fakirin yazdıklarını ciddiye almışsınız. Ona bir nazire yazmışsınız. Değerli sayfanızda yayımlamışsınız. Bendeniz bundan ancak onur duyarım.
Şimdi gelelim asıl konuya, şiirinize ve nazire konusuna:
1- Nazire; asıl şiire ya muvafık (ona uygun), ya da muhalif (onun söylediğinin zıddını söyleyerek) yazılır. Sizin şiiriniz asıl şiire muvafık olmuş.
2- Asıl şiirde söylenen uyaklar, nazirede aynen söylenemez. Ayak varsa nazirede de kullanılabilir. (Sizin nazirenizin en güzel yanı bu. Asıl şiirde kullanılan cinaslı sözlerin hiç biri burada kullanılmamış. Hatta o sayfada arkadaşlarımın katılmak için yazdıkları 11 beyitte geçen sözler de kullanılmamış.)
3- Nazireyi yazan ve yayımlayan kişinin, asıl şiiri de yayımlaması gerekir. Okuyucu rahatça kıyaslama yapabilsin. Nazirenin ne kadar başarılı olduğunu görebilsin diye. ( Öyle anlıyorum ki izinsiz yayımlamama nezaketiniz, duyarlılığınız buna engel oldu. Bu konularda izin falan gerekmez. Yeter ki hakkını verin, eserin altına sahibinin ismini yazın.)
4- Kurallı bir nazirede; asıl şiir kaç kıta, kaç beyit ise nazirenin de o kadar olması gerekir. “Çölde Vuslat” 7 beyit. Nazire, 5 beyit. Demek ki 2 beyit daha yazmanız gerekecek.
5- Burası daha başka bir incelik: Bizim şiirde cinaslı sözlerin eklerini atarsak (al, çal, sol, yol, kal, dal, kul) kelimelerini kullanıldığını görürüz. Hepsi birbiriyle uyaklı.
Hâlbuki siz, (bel, der, sür, ser, yer) kelimelerini kullanmışsınız. Burada “bel” diğerleri ile uyaklı değil. Burada da 1. kıtayı da yeniden gözden geçirmeniz gerekecek.
6- Başlık. Nazirelerde genellikle asıl şiirin başlığı kullanılır. Yanına parantez içinde (Nazire) yazılır. Siz sadece “Nazire” demişsiniz. Neyin naziresi, kimin naziresi olduğu anlaşılmıyor. Okuyucu bu başlığı muğlak bulur, ilgilenmez. Şiirinizin başlığı “Çölde Vuslat (Nazire)” şeklinde olursa daha kurallı olur. İntihal de olmaz.
7- Atışmalarda olduğu gibi nazirelerde de nazireyi yazan kişi, hangi şiire nazire yazdıysa o şiiri de yazarı ile birlikte yayımlamak suretiyle (Zaten ikisi birlikte olursa bir anlam ifade eder. Tek başına nazire hiçbir şey ifade etmez) naziresini istediği yerde yayımlayabilir. Kitap bastıracaksa kitabına alabilir.
NETİCE: Çok memnun oldum. Çok teşekkür ediyorum. Zor sayılabilecek bir tarzı ustalıkla işlemişsiniz. Tebrik ediyor, saygılar sunuyorum.
Sadece bir yere takıldım. Sanıyorum yazılırken yanlış olmuş.
'Zülüf ince tel ince' şeklinde olacaktı sanıyorum.
Ozan Bindebir
Ne kin kalır ne haset, aşkı kalbe serince.
mükemmel dizeler fevkalede güzel bir eser kutlarım saygılarımla
TÜM YORUMLAR (9)