Nâzım, sen niçin öldün ki?
Ve şimdi şarkıların olmadan neyleriz?
O pınarı nerede buluruz şimdi biz?
Bizi bekleyen o kocaman gülüşün gayrı nerede olur ki?
Senin duruşun olmadan, o bükülmez duyarlılığın olmadan neyleriz?
Gerçeği talep eden, ıstıraptan ağlayan ve sevincin cesaret timsali
O gözlerin gibi ateş ve su barındıran başka gözleri nerede bulabiliriz?
Kardeşim, bana öyle çok şey öğrettin ki,
Ellerim doluyken alsa benden onları denizin kekre rüzgârı,
Giderler belki ötelere ve yağarlar kar gibi
Ölünce de seni bağrına basan, yaşamayı seçtiğin o ülkede.
Şili kışından bir buket kasımpatı,
Güney Denizleri’nin soğuk Haziran ayı
Ve başka bir şey daha: halkların mücadelesi, benim mücadelem,
Ve anayurdunda bir yas trampetinin donukça yuvarlanışı.
Kardeşim, ey asker, gayrı yeryüzü ne kadar yalnızdır benim için
Altın bir kiraz ağacı gibi çiçeklenen yüzün olmadan;
Ağzıma ekmek, susuzluğuma su, kanıma kuvvet gibi gerekli
Senin dostluğun olmadan!
Zulüm, hata ve acı dolu o karanlık kuyular misali mahpushanelerden
Geldiğini gördüm; ve senin ellerinde cezanın ayak izini izledim;
Aradım gözlerinde nefretin dikenini.
Fakat senin getirdiğin ışıl ışıl yüreğindi;
Yaralı yüreğin sadece ışık getirdi.
Ve şimdi? Merak ediyorum. Bakayım, düşüneyim:
Dünyaya verdiğin çiçek olmasaydı nice olurdu dünya.
Halkın berraklığını ve şairin onurunu bana göstermeseydin,
Nice olurdu mücadele, düşüneyim.
Teşekkürler olduğun her şey için
Ve senin şarkının sonsuza dek yaktığı ateş için.
Pablo Neruda (1904-1973. Şili)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 6.1.2022 20:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
CORONA DE INVIERNO PARA NÂZIM HİKMET Por qué te has muerto Nâzim? Y ahora que haremos sin tus cantos? Dónde encontraremos / la fuente? Dónde estará tu gran sonrisa, esperándonos? Qué vamos a hacer sin tu postura, sin tu ternura inflexible? Dónde encontrar otros ojos que como los tuyos contengan el fuego y el agua de la verdad que exige, de lo congoja que llora y de la alegría valiente? Hermano, me enseñaste tantas cosas que si las deshojara en el amrgo viento del mar, a manos llenas, tal vez se irían y caerían como la nieve allá lejos, en la ierra que escogiste en la vida, que ahora te acoge también en la muerte. Un ramo de crisantemos del invierno de Chile, la luna fría del mes de junio de los Mares del Sur y algo más: el combate de los pueblos, del mío, y el redoble apagado de un tambor de luto en tu patria. Hermano mío, soldado, qué sola es la tierra para mí desde ahora sin tu rostro que florecía como un cerezo de oro, sin tu amistad que fue pan de mi boca, agua de mi sed, fuerza para mi sangre! De tus prisiones que fueron como pozos sombríos, pozos de la crueldad, del error y del dolor te vi llegar y aceché en tus manos la huella del castigo, en tus ojos busqué la espina del odio, pero lo que traías era tu corazón radiante, tu corazón herido sólo traía luz. Y ahora?, me pregunto. Déjame ver, pensar, imaginar el mundo sin la flor que le dabas. Imaginar la lucha sin que tú me demuestres la claridad del pueblo y el honor del poeta. Gracias por lo que fuiste y por el fuego que tu canción dejó para siempre encendido
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!