Düğümleniyor hıçkırıklar boğazımda
Ağlaşamadığımız kaçıncı gün bu söyle
Eğreti duruyor şimdi yeller yerinde
Sarı ışık altında yaz sohbetlerini unutturmuyor bu gidiş
Zor zanaatken gidenleri böylesine bekleyiş
Uyan; beni de kamçılıyor;
Hüceyrede iklimleri kovalayan serzeniş
Yıldızlar bulutların üstünde sükunetle bekledi geceyi yine
Ben de ibret alıp göğüs gerdim nabzımda hal koymayan sevgine
Gaflete gelip bir an için dalacak olsam uykuya
Hazimete uğratan duyulmamış ezgiler fısıldanır ruhuma
Varsın unutsun unutanlar, unutulmasaydı hatırlanmazdı adın
Hiç bitmeyecekmiş gibi bende senin, gül namzetli duaların
Kolluyorsa seni ayak uçlarında şimdi zehirli, çıngıraklı bir yılan
Sallanıyor bendede kor dolu bir yürek, yadlaşırken Marmara’da sığ liman
Çukurundan su içtiğim gamzeler doluyor uykularıma
Ilgım bu gerçek olamaz tutulacak kadar yakında
İlaydalar gülümseyerek şerbet içiriyor sana altın bardakta
Ey güzel ilk arkadaş kederlerim yaşlandı artık, sabrımda
Uykuda da olsa kana kana anlatmalı sana bitirilmiş ne varsa
Sırtlanırken nazik hatırandan geriye kalan bembeyaz bir kefeni
Anladım ki meğer senden geriye kalandaymış, bu dünyanın mihveri
Kayıt Tarihi : 12.11.2007 01:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!