Gel artık
Sabırlar tükenmeden
Gözler kan dökmeden
Hasreti tadında bırak
Gel artık
Yıkık tapınaklara döner kimi kez içim
Eski,sağır bir sızıyla balkıyan,inceden;
Işıdı mı ala bir tan
Ben ozanım
Kaç seviden kurşun yesem
Göveririm kendi külümden yeniden
Ölüm ile yaşam arasında bir çizgideyim
Cambaz misali bir ipteyim
Ha kaydı ha kayacak ayaklarım
Bende bilmiyorum ne haldeyim
Ne yana baksam SEN
Bilemedim güzelliklerin kıymetini
Göremedim sevgilerin selini
Diyemedim kimseye ben derdimi
Oy dünya fani dünya,aldın götürdün beni benden.....
7-8 yaşlarında
Bir köy çocuğuydu Ümmü Gülsüm
Ümmü Gülsüm iki nenesinin de adıydı
Babası vermişti ona bu adı doğduğunda
Gurur duyardı taşımaktan adını
Mazim alıp götürdü beni bugün
Film şeridi gibi geçti her günüm gözümde
günbegün...
Dalıp dalıp gittim seninle geçmişime
Geçmişim,kara bahtımın gülü
Biz seninle acıyı kederi paylaştıkta
Vurulup göğsünden uzanmış yatıyor
Yarab! __ O gül cemalinden sanki nurlar saçıyor!
Komutanı askeri gururla selamlıyor
Gurursun sen,umutsun sen Şehidim!
Dikenli tarla değil sanki yattığı yer
Bu tutkular,bu istekler
Nereye kadar YARAB!
Gem vurulmaz arzular
Duyulan intikamlar
Kalp ağrısı,gönül yarası
Nefret duygusu,aşkın tutkusu
...Hadi itiraf et sende
Bende seviyorum de
Kalbim kırgında sana
Ondan susuyorum de...
Ağlama diyorsun bana.....
Bunca sevgiye
Bunca ayrılık.....
Gel de ağlama mahur gözlüm!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!