Mısır ve Selanik göçmeni ataların, Karadeniz, Ege kültürü karması ile yoğrulmuş, son kuşak meleziyim.
Boz -yap'a benzettiğim, yaşam tablosunu acı, tatlı süprizlerle polyanna rolünde tamamlamaya çalışıyorum.
Yalnızlığımı kalemim, fırçam ve doğa benimle paylaşırken;
duygularıma da tercüman oldukları bir gerçek.
Zirvelere tutkunluğum, ovalarda yürümeyi, kanyonlarda yüzmeyi,buzda kaymayı, kayalara tırmanıp, dağları ve de kendimi aşmayı öğretti bana.
Kendimi yaşadığım dağla ...
ben
susarım,
susmasına...!
ama,
doğa susmaz uğraşma
zirvelerde eriyince karlar
sevmek
susturulmaksa
.....dudaklarda
......hapsettiğin
sus / tum.........
Duyuyormusun
Dökemediğim
Gösteremediğim
Gizleyemediğim
Aşkımın gözyaşlarını
Doğanın dili
Bir çok söz yazılmış,çizilmiş aşk'a dair
Delicesine tutkular yaşanmış aşk'a dair
Ölümsüz olsun istenmiş ömür boyu
Aşkın tadına doymak için
herşey ard arda
kovalamacada
doğum büyümeyle
büyüme gelişmeyle
sorular cevaplarla
yaşam zamanla
Sonbahardı.
Ekilmemişti henüz tarlalarımız ve bir daha ekilemeyecek gibiydi.
Kara bir yel esti Mondoros'ta karıştı tarihin sayfaları.
Bir millet yok olmaktaydı.Bir millet..
Bir aşiretten cihangirhane bir devlet çıkaran...
Üç kıtayı altın nalıyla damgalayan bir millet...
mevsimsiz...........................
....................patladı..................
................... kozalar.....................
................su! ! ! sun.! ! ! ...................
.................kelebekler........................
...................................uyanacaklar.......
Sevgili kardeşim şiirlerini okuyorum,onlarda en az senin kadar duygu yüklüler,umarım bu duyguların hiç bitmez,bizlerde seni okumaktan mahrum kalmayız.Denizler kadar engin,sular kadar duru ve dağlar gibi yüce olmaya devam et.Senin azminin her şeyi yeneceğine ben eminin.Her şeyin en iyisine layıksın s ...