Annem her pazar kaktüslerini sular İfakat Hanım,
Her pazar bağlanır hayata.
Tam teşekküllü bir teslimiyetle
Derin bir nefes, hasta fikirler, deli düşünce
Gece üç yağmurları yıkasın günahlarını
Sigara dumanı ve rüzgar uğultuları
Aynı mehtap, aynı kabus, aynı can sızlayan,
Zaman akar cananım, insan elbet avunur
Ve sen yitsen de bu mücrimin hayatından
İçimdeki meczup hep nefesinde uyur
Kolların sığınak olamasa da o vakit bu aymaza
Yalnız sevdam gider koynunda solur
Sana kaçtım senden ve senin gibi nicesinden
Kaç gece yaş döktüm ruh ayrılsın diye bu bedenden
Ne muteber sözler söyledim değersizliğime ebeden
Ben bir lafzı kelam olamadım bu hiçlikten
Sunağım oldu kurnalar, ahım var bir gece
Bu gece, bir tutam kül savruldu göğün göğsüne
Alnında iki geçmiş izi, biri kan ter, diğeri pirüpak
Bir zaman aşımı yalnızlığın, çocuk
Çocuk yok, büyüdü zamanın uçsuzluğunda, çocuk
Yamaçlarında kuşlar var, dizlerinde sargılar
Bu gece, bir yangın çıktı çocuğun göğsünde
Ben şiirdim, kanatlarını sevdim sümbüllere aşık kargaların
Göğsümü keserken ayarsız bir acı, sümbülüyüm sandım kaçak kuzgunların
Durak oldum ve istisnasıydım lanetlenmişlerin
Sadece ben severdim, sevebilirdim
Ve artık mutluluk günümde değilim
Artık hiçbir günümde değilim
Üç beş yaşadığımın tadı var damağımda
Artık gençliğin kör düğümünde değilim
Yılmış dizlerimin titremesi var aynada
Keşkelere infial taşan veda
Gel, içimdeki boşluğu tamamla
Ben yarım kaldım, sen eksiğim olma
Gel, bu gece beni hazanda bırakma
Ben kaçtım defalarca, dünlerce, yarınlarca
Ay vurur yalnızlığıma, sessizlikten sesin gelir,
Kirli sokağın isyanından bir düzine umudum
Ve göğsümdeki harabe, henüz uyku mahmuru
İçselleştiremediğim bu tanrı armağanı; canhıraş kader oyunu
Bir kitap, bir çelenk, gözyaşından bir demet
Ayın mehtabı bana aşık, ben nahif mum ateşine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!